Çark Caddesi'nde gerçekleştirilen basın açıklamasına Ülkü Ocakları Sakarya İl Yöneticileri, Mhp İl Kadın Kolları Başkanı Leyla Tankal , Mhp Serdivan İlçe Kadın Kolları Başkanı Pakize Berberoğlu ile asenalar ve il kadın kolları yönetimi katıldı.

Gerçekleştirilen basın açıklamasında:
'Dün Tomris Katun'da Türkan Hatun'da Kara Fatma'da Nene Hatun'da ... ve nicelerinde olan kararlılık ve duruş, tarih sahnesinde bedenden bedene raks eden bir ruh misali gezmektedir, bu gün bizle can bulan bu ruh atalarımızdan miras olan şanı geleceğe taşıyabilmek vazivesidir, bizler de bu ruhun hakkını vermeye yeminli olanlarız..!

Nesiller anaların esseridir , eğer tarihimizde şan var ise bu er meydanına yetişen erleri doğuran anaların verdiği öğüttendir. Bir kadın hem er meydanında yiğit hem yuvasında anadır, bu kutsal yaradılış elbette ki bir güne sığmayacak bir değeri hak etmektedir. Bizler değerlerine sahip çıkan Ülkücüler olarak her gün savunduklarımızı, bu gün çığırtkanlıkla, arsızlıkla, özgürlük adı altında yozlaştırma politikasıyla savunanlara karşı, hakkını vererek anlatmak için bir kez daha yüksek bir sesle söylüyoruz. Dün de Bu gün de ve yarın da uğruna can verdiğimiz vatanı 'ana' diye nitelendirenler olarak, analık vasfı ile şereflendirilmiş kadınları , ötekileştirenlere, bağnazca vasıfsızlaştıranlara, istismar ve cinayetlere kurban edenlere karşı adaletin, aynı şekilde savunuyoruz diyerek ahlakı hiçleştirenlere mahremi yok sayıp arsızlaştırarak aynı oranda kadın'ı istismar edip değersizleştirenlere karşı durarak da değerlerin keskin savunucuları olacağız. Kadın ayrı bir günle ötekileştirilecek vede yok sayılıp değersizleştirilecek bir varlık değildir. Yaradılışımızın ayrıcalıkları ne üstünlüğü ne alçaklığı ifade eder, kadın ve erkek yaradılışının ayrımlarıyla birbirini tamamlayan eş'tir, Hukuk itibari ile de eşittir. Bizler varlık sahasında dün er meydanına koşan ninelerimiz gibi bu gün Ocağımızda bir aile olan fikri sahada birlikle ve tarihimizdeki şanı yaşatan Türk Töresi İslam ahlakı duruşunu bürünüp edebi eşik bilip geçerek var olmaktayız, işte bu varlık ile Türk Milletinde kadının timsali sayılarak belirtiyoruz ki evvela Allahın adaletine sığınıp, devletimizin adaletine güvenerek Kadın adını ölümle istismarla canilikle anmamıza sebep olan vahşilerin , hak etiklerini ibret olacak şekilde bulması için , sessiz çığlıkların sesi olacağımıza dair sizi temin ederiz. Aynı şekilde kadın hakkını savunma şemsiyesine sığınarak, özgürlük ve ahlaksızlık kelimelerini karıştıran , feminizim adı altında kadını ötekileştiren , eşitlik adı altında yaradılışın naif ayrıcalığını yok sayan ve mahremi ortaya seren başıbozuklara karşı aynı kararlılıkla karşı durmakta ve bu yozlaşmaya izin vermeden kadın ve erkek değil Türk Milleti olarak bize bahşedilmiş yaradılışımızın vergileriyle, ahlak erozyonuna müsaade etmeyen kökleri sağlam çınarlar olarak memleketimizin bağrında yeşermekteyiz. Bizler başarılarında 'erkek gibi kız' tamlamasıyla övgü adı altında yok sayan zihniyetin tam karşısında, yaradılıştaki ayrımı birbirini tamamlayan bir bütün bilen , varlık sahasında yaradılışımızdaki naifliğin ahengi ile hakim bir duruşun ve bu duruşu cinsi ayrımlara girmeden savunanların yanındayız. Sadece 8 Mart değil Allah'ın her günü sadece kadınlarımızı ötekileştirmeden , değerleri ayırmadan kadını ve erkeği eş bilip insanlığı savunanlarız. Düşünme yetisi ile yaratılan insanoğlu olarak kavramları beynimizle algılayıp düşünerek yorumlamalıyız, geleceğimizin teminatını almak istiyorsak bizleri yönlendirmeye çalışan çığırtkanların çatlak seslerine kulak vermeden ve onlara müsaade etmeyecek bir hakkaniyet ortamını oluşturarak yaşamalıyız. Önce vicdanımızı diri tutmalı sonra değerlerimizi korumalıyız. Zalimlerin zalimliklerini anlatıp vah çekerek bir kutlama yapmak yerine zalime karşı dik bir duruşla adaleti koruyarak, değerleri güzelliklerle kutladığımız bir memleket olma temennisi ile teşekkür ediyorum.' ifadelerine yer verildi.