Sakarya Üniversitesi öğretim üyelerinden SESAM Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ahmet Gülmez, Türkiye'nin kredi notunu değerlendirdi.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, ekonomik ve politik risklerini dikkate alarak ülkelere notlar verdiklerini belirten Ahmet Gülmez, 'Kredi derecelendirme kuruluşlarının notları harflerle gösterilir ve A ile D arasındadır. A'lı notlar üst seviye notlardır. AAA, en yüksek; AA biraz düşük, A ise üst seviyenin en düşük notudur. B'li notlar orta seviye notlardır. BBB en yüksek, BB biraz düşüş B ise orta seviyenin en düşük notudur. Ayrıca, BBB'nin altındaki notlar çok yüksek spekülasyonun olduğunu ve ülkenin yatırım yapılamaz seviyede olduğunu gösterir. C'li ve D'li notlar ise bir nevi ülkenin battığını gösterir' açıklamasını yaptı.

Yatırımcıların bir ülkeye yatırım yapacaklarında o ülkenin kredi notuna baktıklarının altını çizen Gülmez, 'Ülkede seçimlerin zamanında yapılmaması, kısa süreli hükümetler kurulması, koalisyon ortakları arasında çekişmeler, ülkede askeri darbe ihtimali gibi konular politik riskleri; bütçe açığının yüksek olması, cari açığın yüksek olması, kamu borç stokunun yüksek olması, enflasyon ve işsizliğin yüksek olması gibi konular da ekonomik riskleri gösteren başlıca göstergelerdir. Ülke riski (risk primi) ne kadar yüksek ise ülkenin kredi notu da o kadar düşük olur. Bir ülkenin kredi notu düşük ise o ülkeye borç verecek olarak yatırımcılar çekimser davranır; ülke de bu kaynağı kullanmak istiyorsa faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalır' ifadelerini kullandı.

Temel ilkeler şeffaflık ve objektiflik…ama?

1992'den bugüne Türkiye hiç gelişmedi mi?

Türkiye'ye ilk not verdikleri 1992 yılında Türkiye'nin kredi notu yatırım yapılabilir seviyede olduğunu belirten Gülmez, 2000 yılına gelindiğinde her üç kuruluşun Tükiye'ye verdikleri not BBB'nin altında, yani yatırım yapılamaz seviyede olduğunu söyledi. Gülmez, sözlerine, '2013 yılında tekrar yatırım yapılabilir seviyeye çıkan Türkiye'nin notu 2016 yılında yatırım yapılamaz seviyeye düşürülmüştür. 2019 yılında Türkiye'nin kredi notu 1990'lı yılların bile altındadır. Türkiye ekonomisi 1992 yılında günümüze kadar hiç gelişmemiş midir? Günümüzde Türkiye'de siyasi istikrarsızlık 1990'lı yıllardan daha mı fazladır? Gerçekten uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları objektif mi not vermektedirler, yoksa politik amaçlar doğrultusunda mı not vermektedirler?' dedi.

Uluslararası kredi kuruluşlarının Türkiye'ye verdikleri notların hakkaniyete uygun olup olmadığını, diğer ülkelere verdikleri notlarla karşılaştırılarak anlaşılacağını açıklayan Gülmez, '2019 yılında Yunanistan'ın kredi notu Türkiye'den daha yüksektir. Özellikle Yunanistan'da kamu borcunun GSYH'ya oranının %179 olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Aynı şekilde İspanya'da kamu borcunun GSYH içindeki payı %98, İtalya'da %133 olduğunu, fakat bu ülkelerde kredi notunun Türkiye'den daha yüksek olduğunu görmekteyiz. Romanya'da ise cari açık, bütçe açığı ve kamu borcunun GSYH'ya oranı Türkiye'den daha kötü olmasına rağmen kredi notu Türkiye'den daha iyidir' dedi.

Türkiye'nin notu Tanzanya'nın notu ile aynı

Çin daha önce yaptı, biz şimdi yapıyoruz
Son olarak, Çin'in kendi kredi derecelendirme kuruluşunu kurduğunu belirten Gülmez, 'Uzun yıllar bu üçlünün subjektif notları ile mücadele eden Çin, en sonunda kendi kredi derecelendirme kuruluşu olan Dagong'u kurmuştur. Türkiye de, son yıllarda kendi kredi derecelendirme kuruluşunu kurma ile ilgili çalışmalar yapmış; nihayet 2019'un son çeyreğinde JCR Avrasya'nın %85'lik hissesini alarak kendi kredi kuruluşuna kavuşmuştur' diyerek yine kötü komşunun mal sahibi yaptığı ifadelerini kullandı.