Genel seçimler genelde festival havasında geçerdi eskiden.

Eskiden di meydanlarda halay çekmek.

Şapka kapmak.

Kasket takmak.

Bayrak sallamak.

Ağaç tepelerinde tünemek.

Bir kaç gün önceden mitinglere hazırlanmak.

Meydanları bu kadar tüketen ne.

Bugün seçim sathındayız ama hava durgun.

Hiç bir heyecan yok desem yeri.

Neden kaynaklanıyor bu durgunluk diye düşünmek gerekiyor.

Siyaset bu konuda kafa yormalı.

Nerede o eski siyasiler der gibi bir şeyler mırıldanmak istiyorum.

Ancak şöyle bir bakıyorum ki hakikaten o eski siyaset adamlarından kimse kalmamış.

Belki de en iyisi bu.

Avrupa`da seçimler sesiz sedasız yapılır ya.

Bizimde seçimlerimiz böyle sessizce yapılır oldu gibi.

Gibi diyorum.

Çünkü biraz ses var.

Eski alışkanlıklar devam ediyor.

Yollarda gürültü kirliliği yaratan seçim otobüsleri.

Bangır Bangır müzik çalıyor.

Ne dediği de belli değil.

Etki yerine tepki alıyor.

Bu alışkanlık bir an önce değişmeli.

Liderin ikna edemediği kitleleri müzik mi ikna edecek.

Sonra afişler.

Flamalar.

Çevre kirliliği.

Bu da yanlış.

Avrupa`da bu işin bir standardı var.

Partiler sırayla billboardları kullanır.

Adaylarını tanıtır.

Bizdeki eski alışkanlıklar devam ediyor.

Gece başka gündüz başka afişler.

Yırtık yırtık çirkin görüntüler.

Yine de eskiyi özlüyorum.

Eski liderleri desek daha iyi olur.

Birde Ak Parti alışkanlığı var.

On üç yıl olmuş.

Alışkanlıkları bırakmak da zor tabi ki.

Bayağı bir zor; seçmen için bunca hizmeti inkâr edip başka partiye oy vermek.

Alışkanlıklar değişebilir ama zamanla.

O zaman bu zaman değil sanırım.

Twiter: Turgut Tuna