Dünyanın en tehlikeli oyunu akıl oyunudur. Yıllardır ABD toplumların akılları ile oynamakta ve kesin sonuç almakta. Önce bir senaryo kaleme alınıyor. Sonra bu senaryo bir kitap haline dönüştürülüyor ve her dilde çevirisi yapılarak kitap her toplumun kitap okuyan kesimine iletiliyor. Yani entelektüel kısım yazılan senaryoya toplumun çoğunluğunu oluşturan cahil kesimden önce kurguyu algılamış oluyor. Kurguya adapte olan entelektüel kesim bu senaryonun ister istemez savunucusu durumuna geliyor.

Burada önemli olan çoğunluk yani halk. Şimdi halkın ikna edilmesi yazılan senaryoya inandırılıp ikna edilmesi gerekiyor. Halk kitap okumuyor ancak sınamaya meraklı. Ne yapmak lazım yazılan senaryo film olarak halka sunulması için en iyi oyuncularla milyon dolarlar harcanacak senaryo film olarak vizyona girmeli. Nitekim milyon dolar harcanacak film yapılır. Vizyona girer ve her dilde sinemalarda film gösterilir. Bitmedi tabii ki filmin tanıtımı gazetelerde dergilerde sosyal medyada şehirlerin meydanlarında afişe edilir ve halkın büyük bölümüne ulaşılır.

Yine yetmez çünkü halkın tamamına yakını ikna edilmeli ki beyinler senaryonun etkisi altında kalsın, etkisi his edilsin ve tepkiler minimum seviyelerde kalsın diye televizyon devreye sokulur. Aile otursun yazılan senaryonun çekilen dizi filmini heyecanla izlesin, devamını merakla beklesin. Vaktinin büyük bölümünü bu dizinin gelecek haftaki bölümünü kurgulayarak geçirsin. Sokak konuşmalarında dizi konuşulsun kadınlar arasında dizi konuşulsun çocuklar sokakta dizi konuşsun…

Hatırlayın bu devreleri hep geçirdik. Bu gün ise yoğun olarak ve daha etkili olan interneti kullanıyoruz. İnternet ve akıllı telefonların faydasını tahmin edemediler aslında. Çünkü yazılan senaryo çekilen sinema filmi ve dizisi toplumu alternatifsiz şekilde etkiliyordu. İnternet ise yazılan senaryoya karşı senaryoya hemen anında ulaşabiliyor. Kısaca aklı ile oynamasına izin vermiyor. Öyle bir nesil geliyor ki aklını kiraya vermemiş gözü kapalı belirli ideolojilere takılıp kalmıyor araştırıyor çözülüyor sonuca gidiyor.

Yıllarca aklını yazılan senaryolara kiralayan millet bu gün üst akıl dediğimiz güçlerin emirlerini dinlemekten başka bir şey yapmamış. Yazılan bir senaryo var ve o senaryonun dışına çıkmayacaksın. Eğer bu senaryonun dışında bir takım girişimlerde bulunursan oyun dışı kalırsın. Oyun dışı kalan demek filmden mutlaka ölerek çıkman demek, hesap edilmeyen bir şey var bu gün o senaryolara uyan bir toplum yok.

Geçmişte vardı. Bu filmi ve içinde geçen olayları tarihimizle hatta yakın tarihimizle birlikte düşünün. Aklımızla oynamaya kalktılar ancak üst aklın bu gün için tarihi geçmiş demode olmuş senaryo ile milleti yönetemeyeceği görülmüştür. Brezilya da Türk bayrakları ile görevden alınan başkanlarını tekrar göreve getirmek için gösteri yapmakta ve sonuca gidiyorlar. İkinci Arap baharından söz ediliyor.

Düşünün bir kere bütün algı enstrümanları kullanılıyor ancak algı sadece küçük bir kesimi etki alanında tutar biliyor. Kervan yolda düzülür diyen algı operasyonunun üst aklı halkın aklını hesap edemedi.

Evet dünyayı dizayn etmek için var gücü ile çalışan üst akıl Türk milletinin saf ve cesur aklını hesap edemedi. Bir gece baskını ile el koyar kuzuları sabah yönetmeye başlarız sandılar. Türk milletini tanıyan ancak uyduğunu sanan üst akıl bir kez daha bu milletin koyun gibi güdülemeyeceğini gördü. Bundan sonraki adımını bizim tarafa atarken en azından daha temkinli ve dikkatli atar.

Aklımıza kimse oynamasın.

Twiter: Turgut Tuna