Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Latif Öztek, Saadet Partisi (SP) Genel Merkezi tarafından düzenlenen “Halkla Kucaklaşma Programı” kapsamında Sakarya’da basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Saadet Partisi Genel merkezi tarafından 16 - 18 Ocak tarihleri arasında düzenlenecek olan “Halkla Kucaklaşma Programı” Sakarya’da başladı. Program vesilesiyle Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Latif Öztek Sakarya’da basın mensuplarıyla bir araya gelerek sohbet etti.

“BU SEÇİM ÇOK DAHA ÖNEMLİDİR”

Öztek önemli çalışmalar yapacaklarını belirterek “Üç günlük program çerçevesinde bütün illerimizde değişik halk kesimleriyle buluşup Sivil Toplum Kuruluşlarımızı ziyaret edeceğiz. Yapılacak olan Kanaat Önderleri, STK, Esnaf, Mahalle Ziyaretleri ile halkımızla bire bir görüşme, sorunları yerinde dinleme, halkın nabzını tutma, halkın beklentilerini bir kez daha tespit etme ve bunların çözümleri konusunda fikir alışverişinde bulunarak son derece önemli bir çalışma yapacağız. Beş ay sonra Genel Seçimler yapılacaktır. Her seçim önemlidir, bu seçim çok daha önemlidir. Saadet Partimiz bu seçimlere verdiği önem sebebiyle şimdiden halkla buluşmaya başlamıştır” dedi.

“AKLANMA MECBURİYETİ VARDIR”

TBMM Soruşturma komisyonu tarafından Yüce Divana gönderilmemesi kararı alınan dört eski bakanla ilgili düşüncelerini anlatan Öztek “Gündemdeki en sıcak konu; dört eski bakanın TBMM Soruşturma komisyonu tarafından Yüce Divana gönderilmemesi kararı önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulunda görüşülecektir. Burada yapılması gereken en ufak bir şüpheye mahal bırakmadan bu dört eski bakanın Yüce Divana, yani Anayasa Mahkemesinin huzuruna çıkarılmasıdır. Eğer suçlu değillerse yüksek mahkemenin huzuruna giderek aklanma mecburiyeti vardır. Bu süreç yaşanmayacak olursa şüpheler devam edecek ve toplum vicdanında bir leke olarak kalacaktır. AKP’nin bakanlarını kendi kendine akladığı şeklinde bir kanaat ortaya çıkacaktır ki, bunu hükümetin kendisinin de tasvip etmeyeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

“BU TÜR SALDIRILARI TASVİP ETMİYORUZ”

Genel Başkan Yardımcısı Öztek, sözlerine Fransa’nın Paris şehrinde meydana gelen saldırıyı kınamakla başladı. Özbek, “Gündemde ki en sıcak konu geçtiğimiz hafta Paris’te bir dergiye yapılan saldırı. Bu saldırıda çalışan 12 kişi yapılan saldırı sonucu hayatını kaybetti. Daha sonra bu saldırı gerçekleştirdiği iddia edilen şahıslara operasyon düzenlendi ve bu operasyonda bu iki ölü ele geçirildi. Biz Saadet Partisi olarak bu tür saldırıları hiçbir zaman tasvip etmedik etmeyeceğiz. Bu saldırıların yapılmaması gerekiyor. Bu saldırıda ölen iki kişi sağ ele geçirilmeliydi ve perde arkasında kimlerin olduğu mutlaka ortaya çıkarılmalıydı. Bu yapılmamıştır. Bu olayı hemen batı 'Müslümanlar yaptı' diyerek şekillendirdi. Bunların sağ olarak ele geçirilmesi adalete teslim edilmesi, gerekirse idamsa idam cezalar verilmeliydi. Perde arkasında kim varsa ortaya çıkarılmalıydı bu yapılmadı. Bunu da tasvip etmiyoruz” dedi.

“PROVOKASYONA YÖNELİK HAREKETLERDİR”

Müslüman coğrafyasında yüzlerce insanın öldürülmesine ses çıkarılmadığını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Latif Öztek “Son 10 yılda Müslüman coğrafyasında yüz binlerce insan öldürüldü. Ve bunlar öldürüldüğünde kimsenin sesi çıkmadı. Paris’te öldürülen 12 kişi için tüm dünyadan devlet başkanı, hükümet başkanı katılımlar oldu. Bu yürüyüşe de Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu katıldı ve İsrail Başbakanı Netanyahu ile yanyana yürüdüler. Bu yürüyüşün ardından Hz. Peygamberimiz Muhammed (s.a.v) hakkında hakaret içeren karikatürün bulunduğu derginin milyonlarca baskı yapıp onun yapılmasında biliyoruz ki onlar da tahrik ve provokasyona yönelik hareketlerdir” ifadelerini kullandı.

“ÇÖZÜM ÖNERİLERİ”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Latif parti olarak çözüm önerilerini açıkladı. Öztek “Saadet Partisi olarak çözüm önerilerimizi şöyle sıralayabiliriz.

-Ahlaki ve Manevi değerler, eğitimin her kademesinde ele alınmalıdır.

-Sanayi ve Kalkınma hamlesi başlatılmalıdır. Üretim, istihdam ve ihracata dayalı bir ekonomi uygulanmalıdır.

-Ekonominin bünyesindeki faiz mikrobundan kurtularak, faizsiz ekonomik düzene geçilmelidir.

-Devlet-Millet kaynaşması sağlanmalıdır. Kamplaşma, kutuplaşma ve kavgaya son verilmelidir.

-“Herkese Refah” anlayışıyla ülkenin imkanlarından herkesin adaletli bir paylaşımla faydalanması sağlanmalıdır. Bütün çalışanlara, işçiye, memura, emekliye, engelliye insanca yaşama imkanı sağlanmalıdır.

-Şahsiyetli Dış Politika, Lider Ülke Türkiye ideali ile bağımsız politika uygulanmalıdır. Bunun için güçlü ekonomiye sahip olmamız gerekir.

-Ülkemizde Huzur, Barış ve Kardeşliğin, Yeryüzünde Hak ve Adalete dayalı Yeni Bir Dünyanın kurulması gerekir. Milli Görüş iktidar ortağı olduğu bütün dönemlerde bu alanlarda en başarılı icraatları gerçekleştirmiştir. Biz yine geleceğiz, aynı başarıları yine göstereceğiz. Biz inanıyoruz ki bütün vatandaşlarımız çok daha güzel bir Türkiye’de yaşama hakkına sahiptir” dedi.