Dünyanın futbolda gelişmiş ülkelerin başında İngiltere, İspanya, Almanya Brezilya Arjantin gibi ülkeler geliyor. Bu ülkeler futbolun gelişmesi için en önemli dayatmaların başında o şehrin markası olan futbol kulübüdür. Adeta temsilcisidir. İnanınki o şehrin ekonomisine direk etki ettiğini görmekteyiz. Düşünüyor ve inanıyorum ki o ülkede her kulübün bir kuruluş amacı ve hikayesi vardır. Ülkemizde kulüplerin varoluş hikayelerine bakarsak hepsinden önce müessese takımları en başta rol oynamaktadır. Nedeni müessese takımları o kurumlarda çalışan işçilerin takımı olması başta gelir. Bu takımları desteklemek ise o fabrika ve müesseselerinde çalışan insanların hayatta bir duruş sahibi olmaları sonucu kulüplerine yansımaktadır. Çünkü o kulübün üyeleri o müessesede veya fabrikada çalışan işçilerin oluşu kulüplerinden başka bir kulüp tutmaları en az desem yeri vardır. Gel sen Sakaryaspor'umuz varken bir Sakaryalı Kocaeli'yi tutsun insanın hiç mantığına yatıyor mu? Hayatta olmaz derim.

İşte sporda hele de futbolda varımız yoğumuz olan şehrimizin efsane takımı Sakaryasporumuz var derim. Neden bir Avrupalı gibi olamıyoruz. Avrupa'da her hangi bir takımın taraftarı her yıl kombinesini, lisanlı ürünlerini, dergisini alır, üyelik aidat vs.. desteğini verirler.. Bunun karşılığında takımının hangi ligde olduğu, şampiyonlukları ya da kupalarının olup olmaması onu çok ilgilendirmez. Ne var ki o taraftar Aile bireyi olan evladını bazen o şehrin takımın maçlarına beraber giderek bulunduğu şehir kültürünü devam ettirmeye çalışması en doğal haklarıdır. Babadan oğluna aşılanan kulüp sevgisi bir gün bu kulüp batar, belediye takımı olur, siyasete bulaşır gibi kaygılar taşımaz! Bizde böylemi yooo

Bizde ise Belediye Başkanları söz verip yapacakları teminatlarını yerine getirmeleri beklenilmekte olması takımın ligdeki gidişatını en büyük etkilemesine neden olmasıdır.

Bizde ise mutlu olmak için kazananı, güçlü olanı tutmak gerektiği olgusu nasıl aşılandı bilinmez ama stadına gidip maçını izleyemeyecek kadar uzak olduğumuz takıma gösterdiğimiz alakayı kendi şehrimizin takımına neden o kadar duyarsız kalıyoruz anlayamıyorum. Yazık 1 milyona yakın şehrimizdeki tek eğlencemiz olan Sakaryaspor olarak takıma veya kulübümüze duyulan sevgiyi hiç hak etmiyor mu. Sakaryaspor'umuzun başarıları ortada.

Yazık ki araştırıyorum en sonunda bakıyorum Türkiye'mizdeki üç büyükler dediğimiz takımlara değişik şehirlerdeki takımlar kendi sahalardaki seyirci sayısı arttıkça maddi manevi katkıları fazla olması dikkati çekmektedir. Ayrıca Avrupa ise kendi takımlarını

tutmak yerine kendi şehrinin takımına gönül vermeleri dikkati çekiyor. Halada bu insanlar yaşadığı şehrin futbol takımının haricinde başka takımı tutmuyorlar üstelik bu gibi insanların kendi şehir takımlarını destekleme konusundaki kültürün bugün de devam ettiğini biliyorum.

Gelin Görün ki Sakaryamızda kulübümüze şehrinin taraftarları haricinde ne Milletvekilleri ne Belediye Başkanları ne de kamu kuruluşunda görev alanların Sakaryaspor'umuza bir nebze katkı sağlamadıklarını görüyoruz. Son olarak sadece Londra şehrinin taraftar haritasıyla Türkiye taraftar haritasını yan yana koyduğumuzda ülkemizde dayatılmış 3 büyük! takım tutma algısını, bugün ülke futbolunun düştüğü durumla bağdaştırırsak haksız sayılmayız.

İşte Sakaryaspor kulübünün halini siz düşünün. Koskocaman Sakarya şehrimizin Sakaryasporlular diye geçinen bu camia sayesinde yalnız bırakılan bu yönetim ne yapsın derim. Yönetimde bulunan 3-5 kişi elit yöneticilerin gayretiyle buraya kadar gelen takım nereye kadar gider bilemem ama yazık olur şehrimize. Liderliği yakalamış ve liderlikten kopma aşamasına gelen takıma sahip çıkmamız gerekmez mi ? Hadi hayırlısı. Kulübümüze bundan sonra kim ne yapıyor yada yapacak göreceğiz inşallah..