“PKK ÇEKiLMEYE BAŞLADI”

Akil İnsanlar heyeti Marmara Grubu Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, “Bizim hedefimiz sadece PKK'nın bitmesi değil, toplumsal barışın nasıl sağlanacağıdır. Karayılan'ın ne dediğine bakmayın. PKK çekilmeye başladı bile” dedi.

“GAZETECiLER AKREDiTE iLE”

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu Sakarya’ya geldi. Sakarya’daki temaslarını Elmas Otel’de gerçekleştiren heyet, ilk olarak basın mensuplarıyla görüştü. Elmas Otel’de gerçekleştirilen toplantıya Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu'ndan Deniz Ülkü Arıboğan, Hülya Koçyiğit, Mustafa Armağan ve Yücel Sayman ve akredite yaptırılan gazeteciler katıldı.

“SiYASi PARTiYE ÜYE DEĞiLiZ”

Toplantının açılış konuşmasını yapan Akil İnsanlar Heyeti Marmara Grubu Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, “İlk defa herhangi bir siyasi partiye üye olmayan insanlar bir araya gelip toplumda huzur ve barış ortamı oluşturmaya çalışıyor. Elimizde ciddi bir envanter oluştu. Medyaya hep provoke olaylar yansıyor ama biz yüzlerce insanla görüşüyoruz. İnsanların barış sürecine yaklaşımı son derece pozitif. Barış olmasını istiyorlar ancak vatandaşlarımızın en büyük kaygısının Anayasa çalışması olduğunu, ondan sonra çok ciddi endişeleri olduğunu görüyoruz yeni anayasa ile ilgili olarak. Açıkçası bir süre sonra Meclis'te bütün partilere Türk halkının ne düşündüğünü yansıtan sonuçları vereceğiz. Amacımız herkesle görüşmek ve fikirleri dinlemek. Türkiye’de bir demokrasi kültürünün oluşturulması, herkesin herkesi dinleyebilmesi çok önemli. Toleransla bu zor durumların üstesinden geleceğimizi düşünüyoruz. Silahlar üzerinden yapılan son konuşmalar ve dertleşmeler son olsun istiyoruz. Bizler hepimiz uzun yıllardır barış için yazıp çizen insanlarız” dedi.

“HEP BERABER KONUŞACAĞIZ”

Hülya Koçyiğit ise, “Sizlerin konuşması için aranıza katıldık. Yaklaşık bir ayda yüzlerce değil, binlerce insanla görüştük ve sorunları tespit ettik. Akil insanlar olarak adımız konduktan sonra çok fazla anlamlar konuldu bize. Bizlerin herhangi bir fikri, düşünceyi size empoze etmek gibi bir derdimiz yok. Hep beraber konuşup dertlerimizi paylaşacağız” şeklinde konuştu.

“BU YOLDA YÜRÜMEYE DEVAM”

Yapılan açılış konuşmalarının ardından heyet gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin Akil İnsanlar Heyeti'nin nasıl oluştuğuna dair sorusunu cevaplandıran Deniz Ülke Arıboğan, “Bizler yıllardır barış için yazan çizen insanlarız. Sayın Başbakanımız bizleri çağırdığında bizden istediklerini anlattı. Bizden kesinlikle AK Parti’nin propagandasının yapılmamasını isteyerek zaten kendi partisinin yüz binlerce üyesi olduğunu belirtti. Barış sürecinde toplumun nabzını tutmamızı isteyerek hepimizi yakından tanıdığını söyledi. Yaklaşık bir aydır çeşitli hakaretler görüyoruz. Biz bu hakaretleri sineye çekip bu yolda yürümeye devam ediyoruz” diye konuştu.

“HAKARET EDENLERLE DE KONUŞUYORUZ”

Bir gazetecinin, “Gittiğiniz birçok yerde hakaret gördüğünüzü söylüyorsunuz. Aranızda Hülya Koçyiğit gibi tüm Türkiye’nin aşık olduğu bir insan var. Bunlar neden yapılıyor” şeklindeki sorusuna cevap veren Hülya Koçyiğit, “Benim gönlümün istediği, içinde olduğum çabanın gayreti insanların mutluluğu, sevgi, umut her şeyden önemli. Ben insanımı seviyorum ve onlara çok fazla değer veriyorum. Bu şekilde yaklaşanlarla bile oturup konuşuyoruz" ifadelerini kullandı.

“HALKIN iÇiNDE DAHA FAZLA OLMAYI iSTERiZ”

“Halkın içinde daha fazla olmayı isterdik” diyen Arıboğan ise, “Esas eleştirenlerin fikirlerini yukarı taşıyalım ki bir şeyler elde edebilirim. Hakaret etmek hoş bir şey değil. 'Ölmeye, öldürmeye geldik' diye bağırıyorlar. Üzerimize pet şişe fırlatıldı. Böyle bir yaklaşım demokrasiyle alakalı değil. Ben İşçi Partisi'nin, MHP’nin fikirlerini dinlemek istiyorum ama bize izin vermiyorlar. Siyasi partilerin liderleri çıkıp bu şekilde empoze edince onlar da bu şekilde bizlerle ilgili hiçbir fikirleri olmamasına rağmen saldırıya geçiyorlar. Biz de barış istiyoruz, onlar da. Biz neden günah keçisi ilan ediliyoruz? Herkes birbirine karşı daha dikkatli olmalı. Bizim arkamızda bir siyasi parti yok. Bize bir şey denildiği zaman misilleme görmüyorlar, o yüzden de bize yükleniyorlar” şeklinde konuştu.

“VATANDAŞLARDA ÖN YARGI VAR”

Mustafa Armağan ise vatandaşta bir ön yargı oluşturulduğunu ve bu yüzden böylesine tepkiler gördüklerini söyledi.

“SONUÇTA NE DAYATILACAK!”

Yücel Sayman da, “Herkes barış olsun, sorun çözülsün istiyor ama herkesin kafasında, 'Bunun sonucunda ne dayatılacak?' gibi sorular var. Tepki gösterenleri rahatsız eden şey, halkın düşüncelerini açıklıyor olması. Türkiye’de yeni yeni başlayan halkın konuşması rahatsız ediyor. Biz hep konuşuyoruz zaten ama halk konuşmaya başlayınca bundan rahatsızlık duyanlar bu tepkileri gösteriyor. Biz hakaretlere uğrayacağımızı biliyorduk. Esenyurt’ta yapığımız toplantıda salonda bin 200 kişi vardı. Protesto edenlerin sayısı ise dışarıda 20 kişiyi geçmiyordu” şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, "Akil İnsanlar Heyeti'ne girdiğinize pişman oldunuz mu?" sorusu üzerine Hülya Koçyiğit şöyle konuştu:

“BARIŞ BiR YAŞAM BiÇiMiDiR”

“Bizler batıda tepki görüyoruz ama doğudaki Akil İnsanlar Heyetleri davul zurnalarla karşılanıyor. Biz zaten bu oluşumun içinde yer almadan önce de fikirlerimizi, düşüncelerimizi anlatabilen insanlardık. Barış bir yaşam biçimidir. Türkiye çok zaman kaybetti, çok kan kaybetti. Bu kadar zaman kaybetmemiş olabilirdik. Geçmişi bir tarafa bırakıp kaybettiklerimizi sildirmeye çalışarak, acılarda birleştiğimizi hatırlayıp artık Türkiye’ye bir adım attırmak lazım. Ben bu adımı atmaya 'evet' dedim. Her şeyi de siyasilere bırakmayalım. Halk olarak kendimize güvenelim. Taleplerimizi dile getirirken çekinmeyelim. Tabii ki pişman değilim ancak ben bu kadar tepki göreceğimiz bilmiyordum, düşünemiyordum.”

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur, “Sakarya halkı barışseverdir. Bu tür bir gerginlik oluşturulduğu için rahatsızlığımızı dile getirmek istiyorum. Dışarıda bine yakın polis görev yapıyor. Bu bizleri oldukça rahatsız etti” diyerek toplantının yapılış şekli hakkındaki düşüncelerini belirtti. Matur ayrıca, sürdürülen teknik gelişmeleri sordu.

“PARTiLER BiZi HEDEF GÖSTERiYOR”

Deniz Ülke Arıboğan ise, “Bu kadar yoğun tedbirlerin alınmış olması çok sıradan bir durum değil. Halkın içinden tek tük tepkiler çıkar ama Meclis'in içindeki partilerin hedef gösterdiği ilk kesimiz. Bu Türkiye’de bir ilk. Alışılagelmiş bir durum değil. Misyon çok kıymetli olduğu için biz bunları sineye çekmeye hazırız. Hükümetin şöyle bir endişesi olabilir; sosyal hareketliliğe varmadan bu işi tavsiye etmeyi arzuluyor olabilir ama olayın bir de PKK tarafı var. Şartsız çekime var. Karayılan’ın dediğine bakmayın. PKK çekilmeye başladı. İçeriden gelen mektupta öyle diyor. Suriye’ye gidiyorlar. Onlar Suriye’ye neden gidiyorlar? PKK’nın içinde yaklaşık bin 500 kişilik bir Suriyeli grup var. Oradaki Kürtlerin hiçbir hakkı olmamasına rağmen Esad rejimine karşı dövüşmüyorlardı, Türkiye’ye karşı dövüşüyorlardı. Bunun bir manası olması gerekiyordu. Bu PKK’nın dış siyaset güdümlü bir parçası olduğunu gösteriyor. Bir bölümü Suriye’ye, bir bölümü de Kandil’e... Mesele Irak’taki hükümetin Şiileştirme politikaları. Orada bir Sünni-Şii çatışması yok. Sürekli mesaj veriyorlar, 'Biz beraberiz' diye. Oradaki mesele Kürtlere karşı bir şiddet girişimi olabilir. O zaman oradaki peşmerge gücünün orayı korumaya gücü yetmeyebilir. Onun için burada peşmerge birlikleri dağdan inenlerle birleşebilir. Orada bir savaş çıkma ihtimali var ve silahlı güç ihtiyaçları olacak. Bunların her biri farklı anlamlar taşıyor. Maliki’den bir tokat gelirse binlerce insanın Türkiye sınırına yığılması söz konusu. İran ordusunun devreye girme ihtimali var. Bunların her biri bölgemizde büyük bir çatışmayı gösteriyor. Burası Kürt Bölgesi, petrol bölgesi” ifadelerini kaydetti.