Matur, “Yerel basın, devlet gücüyle devletten aldığı reklamlarla beslendiği için bütünüyle sadece o yayını alabilmek için varlığını sürdüren gazeteler var.Türkiye’de 800 civarında yerel gazete var, bu gazetelerin büyük bir bölümünün resmi ilan almak dışında başka bir çabası yok, o yüzden bunları yerel basın sınıfına sokmak istemiyorum. Bunun haricinde gerçekten yerel gazete kimliğiyle birlikte bu resmi ilanları almakla birlikte gazetecilik faaliyetini halk adına yapan yayın kuruluşları da var. Yerel medyayı, genelde şehirlerini seven ve şehirlerinde aydın kişilikli insanların yönetiminde bulunduğu gazeteler, televizyonlar, radyolar ve internet basını olarak değerlendirebiliriz” dedi.


Sezai Matur, nitelikli gazetelerin şehirlere sunduğu katkılardan ve çevresel sorunlara dikkat çekerek şehirlerin gelişimine katkı sunan yerel basından bahsetti. Matur, “Türkiye’de gerçek manada gazetecilik yapıldığını söylemek çok zor. Etik değerlere çok uyulmadığını biraz reklamcılığa kaydığını söyleyebiliriz” dedi. Bununla birlikte Matur, gazetecilik mesleğinin zorluklarından bahsederek, “Dijitalleşme ile birlikte basılı gazete bitecek televizyonlar belki olmayacak ama bu meslek hep var olacak, çünkü insanların doğru haber alma ihtiyaçları yaşadıkları süre boyunca devam edecek” dedi.


Sakarya depremi sonrası enkazın kalkmasında yerel basının büyük etkileri olduğunu düşündüğünü söyleyen Matur, yaşanılan korkunç depremin etkisinden ve yerel basının kentsel dönüşüm için uğraşlarından bahsetti.
Soru cevap şeklinde sohbet edasıyla gerçekleşen konferans, belge takdimi ile sona erdi.