Orman içindeki göl manzaralı konutların, Sapanca'nın yeşil silüetini bozmasından şikayet edilirken, imarlı araziler olması nedeniyle inşaatlara engel olunamadığı belirtiliyor. Sapanca Belediye Başkanı Aydın Yılmazer, konut yapılan alanların orman vasfındaki araziler olmadığını, inşaat alanlarının imarlı özel mülk alanı olduğunu söyledi.

Muhteşem doğası ile gölün buluştuğu Sapanca'da, özellikle İstanbul'da yaşayan yüksek gelirli kişilerin villaları bulunurken, son 5 yılda ise Arapların ilgi göstermesiyle her yerde lüks siteler ve villalar yapılmaya başlandı. Sapanca'nın yemyeşil ormanlarının arasındaki betonlaşma, ilçenin silüetini de değiştirdi. Orman içinde arazileri bulunanlar, müteahhitlere yüksek rakamlara arazilerini satarken, 200 bin dolar ile 1 milyon dolar arasında satılan konutlar Araplar tarafından alınıyor. Yaz sezonu ile birlikte konutların ve turistik tesislerin inşaatları da hızlandırıldı.

'BURASI ORMAN DEĞİL'
Sapanca Belediye Başkanı Aydın Yılmazer, imar yetkisinin Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nde olduğunu belirterek, ''Büyükşehir Yasası'na göre, imar yetkisi, büyükşehir belediyelerine aittir. Buralar 150 yıllık yerleşim alanıdır. Buradaki imar da ölçüsüne, kriterine göre yapılmaktadır. Yüzde 10 ise 10, yüzde 20 ise 20 ölçüsünde yapılmaktadır. Zaten yüzde 20'nin üzerinde de yapılaşma yok. Bir dönüm içerisine 2 katlı 100'er metrekareden 200 metrekare ev yapabiliyorsunuz. Burada bazı yerler Sapanca henüz beldeyken imara açılmış. Burası herhangi bir orman değil, burası devlet ormanı değil. Vatandaşın imarlı, tapulu mülküdür. Sakarya'nın Çark Caddesi, kanuna göre neyse Sapanca'nın da Nailiye, İlmiye, Babadayı köyü aynıdır. Burası sit alanı değil, orman alanı değil, koruma altında değil. Burası 150 yıllık bir köydür' dedi.

'İMAR HAKKININ KULLANILMASINA YASAK KOYULMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ'
Vatandaşın imar hakkına kimsenin yasak koyamayacağını kaydeden Yılmazer, 'Biz Sapanca'yı ve yeşili koruyoruz. Sapanca'nın bir turizm ilçesi olması yolunda katma değer sağlıyoruz. Her geçen gün turizm alanında bir adım öteye gidiyoruz ama vatandaşımızın da müktesep hakkı olan imar hakkını da kullanmasına kimsenin yasak koyması söz konusu olamaz. Bu araziler tapulu özel mülktür. Bu tapular şimdiki tapu gibi değil, Cumhuriyet tapusu bile değil, Osmanlı'dan gelen, Osmanlı'nın vermiş olduğu müktesep haktır. Dolayısıyla orada imar yüzde 20'yi geçmiyor. Sapanca Belediyesi olarak hiçbir şekilde orman alanına herhangi bir işgal izni vermeyiz, inşaat yaptırmayız. İnşaat olan yerler, imarlı özel mülk olan yerlerdir. Bu da şahısların anayasal hakkıdır. Biz Sapanca Belediyesi olarak bu inşaatların tamamlanmasının ardından peyzajı ve ağaçlandırması yapılmamış ise iskan vermiyoruz' diye konuştu.

'VATANDAŞLARIN ÖZEL ARAZİLERİ'
Emlakçı Özden Demirçivi de inşaatların doğal güzelliği bozduğunu; ancak yapılacak bir şey olmadığını belirterek, 'Bu yoğun yapılaşma Arap turistlerin buraya gelmesiyle başladı ve devam etti. Bu bölge zaten Araplardan önce de imarlı olan bir yerdi. Belediye şu anda yeşili korumak adına bazı tedbir ve önlemler alıyor. Bu bölgelerde fiyatlar da korkunç derecede yükseldi. Bundan 10 sene önce 20- 30 bin liraya aldığın yeri şimdi 500 bin liraya alabiliyorsun. Buranın tercih edilmesinin en büyük sebebi de Sapanca Gölü. Bunun yanında İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük şehirlere yakın olması da etkili. Bu inşaatlar doğal güzelliği tabii ki olumsuz etkiliyor, ancak yapılacak bir şey yok, sonuçta vatandaşların özel arazileri ve imarlı yerler' dedi.

'SAPANCA'YI BETONA TESLİM ETTİLER'
Emlakçı Aşkın Arapoğlu ise Sapanca'nın en büyük sorunun, 'betonlaşma' olduğunu dile getirerek, 'Sapanca'yı betona teslim ettiler, burada çarpık yapılaşma etkili. Tabi ki burada en büyük sorun belediyeden kaynaklanıyor, belediye belirli oranda imar veriyor ama yer sahibi bunun 2- 3 katı dışına çıkıyor. Mesela şu an Dibektaşı bölgesinde çok sık betonlaşmadan dolayı toprak kaymaları meydana gelmeye başladı. Neden güzelim Sapanca'yı böyle bir betonlaşmaya teslim edelim ki?' diye konuştu.