Kaynarca Lahana Pazarı'nda saat 12.00'da köylülerin ve destek veren sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla yapılan basın açıklamasında köylüler iddialarının bilirkişi raporunda doğrulandığını belirterek, tarım topraklarında sanayileşmenin yanlışlığını belirttiler.
Hukuk mücadelesi veren Kaynarcalılar adına basın açıklaması yapan Sedat Balta, 4 yıldır sürdürülmekte olan hukuk mücadelesinin sonuna gelindiğini, Makineciler OSB kurulmak istenen arazi seçiminin jeoloji, çevre, orman, ziraat mühendisliği bakımından yanlış olduğunun bilimsel olarak ispatlandığını belirterek, 'Konularında uzman 2 profesör doktor, 3 Doçent doktor düzeyindeki bilim adamları tarafından yapılan bilimsel incelemede topraklarına el konularak sanayi kurulmak istenen Kaynarcalıların haklılığı 4'üncü bilirkişi raporunda oy birliği ile ortaya konulmuştur. Şimdi bilimin haklı bulduğu taleplerimizin hukuk tarafından da onaylanmasını istiyoruz ' dedi.
Köylüler adına Sedat Balta tarafından yapılan basın açıklması şöyle: 'Bilim insanlarından oluşan bilirkişi heyetinin 27 Aralık 2017 tarihinde sunduğu raporla topraklarımızın birinci sınıf olduğu, insanlarımızın birinci sınıf olduğu, doğamızın, derelerimizin, Acarlar Longozumuzun birinci sınıf olduğu bir kez daha belgelenmiştir.
Kaynarca Makineciler OSB kurulmak istenen bölgenin yer seçiminin, jeoloji mühendisliği, çevre mühendisliği, orman mühendisliği, şehir ve bölge plancılığı, ziraat mühendisliği bakımından özetle bilimsel değerlendirme yanlış olduğu oy birliği ile 4'üncü belgelenmiştir.
Değerli basın mensupları, değerli hemşehrilerimiz,
Bilim insanlarından oluşan bilirkişi heyetinin Sakarya 2. İdare Mahkemesi'ne sundukları bilirkişi raporunda ÇED raporundaki gerçek dışı, gerçeği yansıtmayan ifadeler hakkında yer alan bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Bilirkişi raporunun giriş bölümünde jeoloji ve çevre mühendisliği bakımından Kaynarca meteorolojik verileri yerine Sakarya verilerinin kullanıldığı, yüzey suları bakımından yeterli incelemenin yapılmadığı, orman mühendisliği bakımından orman örtüsü ve habitatın, flora ve fauna açısından yeterli inceleme yapılmadığı, ziraat mühendisliği bakımından ise tarım ve hayvancılık açısından yeterli incelemenin yapılmadığı,OSB kurulmasıyla tarımsal arazi ve üretim miktarının azalacağı, yöre insanının bundan olumsuz etkileneceği, tam bir korumanın sağlanamayacağı, çevredeki tarım arazilerinin olumsuz etkileneceği hususları açık ve net olarak görüldüğü, ÇED raporuna göre alınacak önlemlerin insan sağlığı, çevrenin korunması ve tarım açısından yeterli olmadığı vurgulanmıştır.
JEOLOJİK MÜHENDİSLİĞİ VE ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME
OSB sahasının yüzey sularının derelerle yalnız ülkemizin değil dünyanın sayılı doğal değerlerinden biri olan Acarlar Longozu'nu olumsuz etkileyeceği, 'Kirli suları önlemek son derece güçtür, bu kirli sular derelerle longoze ulaşır ve dere kirlenir' ifadesiyle net şekilde bildirilmiştir.
ÇED raporunda iddia edilen kuru dereler ifadesinin yanlış olduğu da yapılan incelemede görülmüştür.
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME
'ÇED raporunun hazırlanmasında yaban hayatı, orman etkileşiminin minimum seviyede haberdar olan uzman bir biyolog veya orman mühendisi olsaydı parçalara ayrılan habitatların yani yaşam alanları konusunda çözüm üretileceği görülürdü' denilerek ÇED raporundaki eksiklikler gözler önüne serilmiştir.
OSB sahasının 200 metre Kuzeyinden geçen ve kuru dere olarak tespit edilen Ana Dere'nin yada yörede bilinen adıyla İskenderli Deresi'nin yapılan tespitte kuru dere olmayıp yaz kış akan dere olduğu görülmüştür.
Ana Dere ve İskenderli Köprüsü'nden sonra Longoz Ormanı'na kadar uzanan havza bir bütün olarak değerlendirildiğinde Acarlar Longozunun ve havza ekosisteminin geri dönülemeyecek şekilde olumsuz etkilenecektir.
Ayrıca havzanın flora ve fauna yani hayvan ve bitki çeşitliliği açısından bu konuların uzmanlarınca incelenmeden ÇED hazırlandığı anlaşılmıştır.
ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ BAKIMINDAN
OSB kurulmasıyla tarımsal arazi miktarında azalmayla beraber, üretim miktarında da azalmaların olacağı ve yöre insanının bundanr olumsuz etkileneceği bildirilmiştir.
OSB sahasında ayçiçeği, buğday, mısır gibi tarla tarımımın yapılmasından dolayı mutlak tarım arazisi, fındık bahçelerinden dolayı dikili tarım arazisi kategorisindedir. Oysa ÇED raporunda marjinal tarım arazisi sınıfında yer aldığı belirtilmektedir.
Mevcut tecrübeler dikkate alındığında tam bir korumanın sağlanmasının zor olduğu dolayısıyla OSB alanı çevredeki tarım arazisinin de olumsuz etkileneceği saptanmıştır.
Böylesine büyük bir alanda, 3 bin 150 dönümde OSB'nin kurulmasıyla yörenin tarımsal ekolojisi kaçınılmaz olarak olumsuz etkilenecektir. Bu etki kısa, orta ve uzun vadede çevre tarım arazilerine olumsuz etki yapacaktır ifadesiyle tehlikeye dikkat çekilmiştir.
Ayrıca daha OSB yapım sürecinde dahi saha dışındaki çevrede bitkilerin, dolayısıyla insan sağlığının tehdit altında olduğu, çevre tarım arazilerinin yavaş yavaş yerleşim yerine dönüşmesi tehlikesi vurgulanmıştır.
Aklın ve bilimin aykırı davrananların sonu her zaman hüsran olmuştur. Kaynarca'ın bereketli tarım toprakları, doğası, yurtsever insanları böyle trajik bir sonu hak etmemektedir.'
Basın açıklamasına katılan Kaynarca Ziraat Odası Başkanı İbrahim Çakar, Kaynarca Sebzeciler Birliği Başkanı Tuncay Yıldız, Kaynarca Avcılar Derneği Başkanı Muharrem Çelebi, Artvin Sakarya Çevre Platformu sözcüsü Şerif Sarı, Küçüçek Doğal Yaşam Derneği Başkanı Halil İbrahim Baykan, Kandıra Sungurlu Barajı Sözcüsü Oğuz Uslu, Kandıralı çevre gönüllüsü Nazif Korkmaz da yaptıkları konuşmalarla köylülerin mücadelesine destek verdiklerini ifade ettiler.
Köylüler 'Longozu ve Lahanayı Seviyoruz. Halit Molla torunlarını emanet topraklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz', 'Tarlalarımızı Vemiiz', 'Lahana Tarlasına OSB Olmaz', 'Kanser olmak istemiyoruz', 'Toprağımıza suyumuza dokunma', '700 Yıldır yaşıyoruz gitmeyiz' yazılı pankartlar taşıdılar.
Basın açıklamasından sonra köylüler ve çevreciler Milli Mücadele kahramanlarından Halit Molla'nın anıtına giderek 1 dakikalık saygı duruşunda bulunup, topraklarını savunmaktaki kararlılıklarını vurgulayan konuşmalar yaptılar.