İl Sağlık Müdürlüğü ile Sakarya Üniversitesinin katkılarıyla Mikrobiyoloji Cemiyeti Tularemi Çalışma Grubu tarafından 'Sakarya ve çevresinde Tularemi' konulu sempozyum düzenlendi. Sen Otel'de gerçekleşen sempozyuma, İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü, Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Akın, Sakarya Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Gökhan Gedikli, Sakarya Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Rıdvan Karagöz, Sakarya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Rüstem Keleş'in yanı sıra akademisyenler ile aile hekimleri ve sağlık çalışanları katıldı.

Prof. Dr. Esra Koçoğlu ile Prof. Dr. Oğuz Karabay'ın başkanlığında gerçekleşen sempozyumun açılışında Mikrobiyoloji Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Serap Süzük Yıldız ile SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş konuştu. Keleş, sağlıklı suyun temini ve arıtılarak şehir şebekesine aktarılması konusunda bilgiler verdi. Çeşmeden sağlıklı ve güvenli su içilmesi için yapılan çalışmaları anlatan Keleş, kırsal alanlarda kaynağı kontrol altına alınmamış suların tüketiminin hastalıklara davetiye çıkardığını ifade etti.

İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Aziz Öğütlü 'Sakarya ve çevresinde Tularemi sorunu' konulu sunum yaparak, hastalığın ilimizdeki durumunu değerlendirdi. Öğütlü, özellikle yer altı kaynakları olarak bilinen pınarların halk arasında orman suyu olarak adlandırıldığını ve bu suların şehir şebekesi haricinde kırsal bölgelerde köylerde kullanımıyla Tularemi vakalarının yaşandığına dikkat çekti. Tulareminin yaygınlaşmaması için bakteri ve mikroba karşı korumasız suların kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Öğütlü 'Tularemi önemli bir konu. Sakarya'da da bazı bölgelerde görülmüş bir hastalık. Suların kontrol altına alınmasıyla birlikte vakaların azaldığını görüyoruz. Kırsal kesimde daha çok görülüyor. Meslek grubu olarak tarımla uğraşan vatandaşlarımızda daha fazla vaka meydana gelmiş. Tularemi boyunlarda şişlik ve yumru şeklinde kendini gösteriyor. Klorlanan, temizlenmiş, dinlendirilmiş sular yerine, kırsal alanlarda doğal kaynaklardan korunaksız şekilde çıkan suları tüketen insanlarımız var. Bu alanlardan bidonlarla su alanlar ve tüketenler var. Maalesef salgınlarda daha çok bu şekildeki sulardan yayılıyor. Bu sular hastalık riski taşıyor.' diye konuştu.

Öğütlü'nün ardından konuşan Prof. Dr. Aynur Karadenizli 'Tulareminin tansı' konusunda sunumda bulundu. Kemirgenlerde (tavşan, fare, sincap vb.) öldürücü nitelikte olan bu hastalığın etkeninin Francisella tularensis virüsü olduğunu kaydeden Karadenizli, hastalığın hayvanlardan doğrudan temasla geçe bildiği gibi sinek ve kenelerle de taşınabilir olduğunu dile getirdi. Hastalığın günümüzde en yaygın bulaşma alanının ise kemirgen ve hayvan leşlerinin korunaksız sulara karışması ve bu suların insanlar tarafından tüketilmesi sonucu olduğunu belirten Karadenizli'nin ardında ise Prof. Dr. Güven Çelebi 'Tulareminin tedavisi' konusunda bilgiler verdi. Çelebi, antibiyotik tedavilerinin yanı sıra hastalık sonucu oluşan boyun ve yüzdeki şişkinliklerin cerrahi yöntemle alınması veya enjeksiyon yardımıyla içini boşaltmak suretiyle tedaviler yapıldığını kaydetti. Prof. Dr. Şaban Gürcan ise sahada tularami ile ilgili deneyimlerini paylaştı. Sempozyomun son sunumunu ise 'Toplum sağlığı yönünden tularemi' konusunda Prof. Dr. Hasan Çetin Ekerbiçer yaptı. Yoğun katılımla gerçekleşen sempozyum, sunumlarıyla katkı sağlayan akademisyenlere teşekkür belgesi verilmesiyle son buldu.