Eğer Sakarya’nın çocuğuysanız, bu şehrin havasını teneffüs edip ekmeğini yediyseniz buradan ayrı kalmak, uzak durmak biraz zor gelir.

Sakarya’ya bağlı kalmanız, buradan ayrılamamanız için illa Sakaryalı olmanız gerekmiyor. Bir vesileyle yolunuz Ada’dan geçtiyse zaten, artık sizin şehirle nikâhınız kıyılmıştır.

Hatta siz Sakaryalı olmuşsunuzdur. Hulasa Sakaryalı olmak için, Sakarya’yı sevmek için Sakarya’da doğma şartı asla aranmaz.

İşte bu şehrin böyle güzel bir yanı vardır. Bu özelliği itibariyle Sakarya 81 vilayet arasında çok özel bir yere sahiptir.

Devlet memuriyeti için şehre gelen bir Yozgatlı, kısa bir süre sonra kendisini Sakaryalı hissedebilir.

Sakaryaspor’a transfer olup, jübile yaptıktan sonra Sakarya’ya yerleşen sporcu pekala Sakaryalı olmuştur.

Nerelisin, ne milletsin sorularının ırkçılık ya da milliyetçilik olarak algılanmadığı yegane memleketlerden birisidir Sakarya.

Herkes farklı yerlerdendir..

Herkesin ait olduğu farklı milletler vardır ve sonuç olarak herkes, hepimiz Sakaryalıyızdır.

Böylesi geniş bir hoşgörü kültürüne sahip olunan bu şehri sevmemek mümkün mü?

İnsanların sırf farklı yaşam tercihlerine sahip olmasından ötürü düşman görüldüğü şu dünyada, Sakarya gibi farklılığın büyük bir zenginlik olarak görüldüğü bir şehirde huzur bulmamak mümkün mü?

İnsanların sırf farklı yaşam tercihlerine sahip olmasından ötürü düşman görüldüğü şu dünyada, Sakarya gibi farklılığın büyük bir zenginlik olarak görüldüğü bir şehirde huzur bulmamak mümkün mü?

Bu zengin kültürü oluşturan tüm farklılıkların bir ömür bu coğrafyada sürmesini diliyoruz. Sakarya’daki bu kardeşliğin dünyaya örnek olması için dua etmeliyiz.

Roman kültürünün Laz kültürüyle karşılaşması tanışması…

Kürtlerin Arnavutlarla… Boşnakların Gürcülerle… Muhacirlerin Abhazlarla… Çerkezlerin Manavlarla tanışması ve buradan doğan hava Sakaryalılığın özünü teşkil etmektedir.

Sadece bu müstesna özellik dahi Sakarya’yı diğer şehirlere göre güzel, mevcut kardeşlik kültürünü uzun yıllar sürdürülmesini sağladığı için de Sakaryalıları özel kılmaktadır.

Bu nedenle Sakarya’yı seven insanlar olarak önceliğimiz bu şehri her şeyiyle sevmek ve korumaktır. Maalesef Türkiye’de belli bir kesim uzun yıllar ülkemizin taşını, toprağını, insanını, değerlerini hiç sevemedi. Bunları hep hor gördü. Kendi değerleriyle kavgalı bu arıza zihniyete sahip tipler Sakarya’da da aynı yöntemle Sakarya’yı kötü göstermek için ellerinden geleni yaptılar.

Her fırsatta Sakarya’yı kötüleyen, Sakarya’da yapılanları değersizleştiren bu tavır bir dönem çok modaydı. Cumhuriyet Gazetesi nasıl Türkiye’nin, Anadolu’nun aleyhine olan ne varsa, kim bir söz söylemişse hemen savunuyorsa, buradakilerde aynı onlar gibi şehri kötü göstermek adına ellerine geçen her fırsatı kullanmaya çalıştılar. Onlar için şehirde her şey kötüydü. İyi olan hiçbir şey yoktu.

Hamdolsun bunların devri artık geride kaldı.

Gerek Türkiye gerekse Sakarya, kaybedenler kulübü üyelerinin canla başla verdikleri mücadelelere rağmen güzel günlere kavuştu.

Biz, bu ülkenin yaylalarını, dağlarını, köylerini, taşını, minarelerini seven insanlar olarak hayata, şehirlerimize, ülkemize güzel bakmaya devam edeceğiz.

Bize yakışan elbet budur. Biz kendi vatanımızı, şehrimizi kime şikâyet edeceğiz!

Burası bizim öz yurdumuz. İnsan kendi anasını, babasını, sevdiğini kime şikâyet edebilir ki?

Biz Sakarya’yı, farklı etnisitelerden insanların ortak vatanı yapan ruha sahip çıkacağız.

Bu ruhu koruyacağız. Bizim bu topraklara olan sorumluluğumuz bunu gerektiriyor.

Twitter: ibrahim Özkahya