Cumhuriyetin bizim hayatımıza çok önemli kazanımları vardı. Sınıfsız, imtiyazsız birbiriyle kaynaşmış bir topluluk olarak neşe içerisinde günler geçiriyorduk.

Modern bir toplum olma hevesiyle çıktığımız yolculukta “çağdaşlık” adımlarını bir bir hayata geçiriyorduk. Özellikle CHP’nin tek parti dönemi eşsiz, tarifi imkansız günleri beraberinde getirmişti.

CHP’nin tek parti iktidarında toplum olarak daha mutluyduk, daha özgürdük, zengindik, gerici değildik, fes yerine şapka takıyorduk, çağdaşlık uygulamalarını içselleştirmiştik.

Bin 500 yıllık ezan geleneğimize son verilmişti..

Sarık sarmak, Kur’an öğrenmek pek mümkün değildi..

İlerleyen dönemlerde karneyle ekmek, yine karneyle yağ, gaz ve daha birçok şeye “kolayca” ulaşabiliyorduk.

İşte bunlar tek parti iktidarının kazanımlarıydı!

Ne güzel günlermiş değil mi, hala hasretle anıyoruz!

Mesela yine bu günlerde ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi Sakarya’da da Toprak Mahsulleri Ofisi`nin ambarı olarak kullanılan binalar yapılmıştı.

Bir de bu TMO’ların siloları olurdu. Şehrin neresinden bakarsanız bakın görülen, muhteşem mimarisiyle dikkat çeken, eşsiz bir güzelliğe sahip silolar.

Maalesef artık Sakarya’da bu siloları göremiyoruz. Çünkü bu siloların değerini anlayamamış olan Sakarya Büyükşehir Belediyesi, büyük bir hata yaparak siloları yıktı.

Yıkılan siloların yerine Ofis Sanat Merkezi inşa edildi. İçerisinde kitapçı, sergi salonu, konferans salonu, restoran, sanat ürünleri satış merkezi bulunan bu yer pek tabi ki silolar kadar değerli değildi.

Sakarya’nın sanat merkezine ihtiyacı mı var! Silolar sanat merkezinden daha değerli değil mi!

O dönem bazı ulusalcı ağabeylerimiz/amcalarımız şehrin sembolü olduğu gerekçesiyle teneke silolar için eylem yaparak, siloların yıkımına karşı çıkmış, silolar için gözyaşı dökmüştü.

Şimdi benzer bir durumla yine karşı karşıyayız. Yine Büyükşehir Belediyesi bu kez Ahmet Faik Abasıyanık Kültür Merkezi`ni yıkıp yerine uluslararası standartlarda bir kongre merkezi yapmayı hedefliyor. AFA, mimari olarak etkileyici olmayabilir. Kullanım açısından sorunlu da olabilir. Hatta AFA bir kültür merkezinin sahip olduğu özelliklerin çok uzağında kötü bir kültür merkezi de olabilir.

Ama tüm bu gerçeklere rağmen AFA yıkılmamalı. AFA’nın yıkılmasına müsaade etmemeliyiz. Nasıl siloların yıkımına karşı geldiysek bu kez aynı duyarlılığı AFA için göstermeliyiz.

Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, AFA’nın yerine 1000 kişilik büyük bir salon, 250-300 kişilik 2 salon, sergi alanları yapacağız diyor. Ne gerek var. AFA neyimize yetmiyor!

AFA bu şehrin kazanımıdır. Biz bu kazanımları kolay elde etmedik. Belediyenin çıkıp biz AFA’yı yıkıp yerine kongre merkezi yapacağız söylemi bana samimi gelmiyor. Bu işin içerisinde bir şey olabilir!

Koşun Kemalist teyzeler, haber verin ulusalcı komşularımıza, şehir elden gidiyor, tek parti dönemi kazanımlarımız teker teker avucumuzun içinden kayıp gidiyor.

Yarın çok geç olabilir. Tez vakit AFA’nın önüne gidip, silo duyarlılığımızı göstermeliyiz. Bizim daha iyisine, güzeline sahip olmamız gibi bir iddiamız yok! Neden her şeyin güzeline layık olacağız ki! Güzel olmasın, estetik olmasın ama bizim olsun yeter. Açın kamerayı, uzatın mikrofonu, açıklama yapacağım, silolar için nasıl gözyaşı döktüysem AFA için de aynı tepkiyi göstereceğim!

Tamam hadi, elimizi hızlı tutalım, ulusalcı gazeteci ağabeylerimiz geldi mi? Ekip kuruldu mu? Herkes burada mı? Napolyon geldi mi, İsmet Paşa’ya haber verdiniz mi, Müjdat Gezen’i bekleyecek miyiz!

Maalesef Sakarya`da, Türkiye`de bir iş yapmanın zorluğunu anlatabilmek için ancak böyle bir yola başvuruyoruz!

Muhalefet adı altında belli kesimler gösterdikleri performans ile akıl, mantık dışı bir takım noktalara evrildiler. Gelecek günlerin daha güzel olması temennisiyle; AFA gibi çirkin bir yapının yıkılıp yerine kongre merkezinin yapılacak olması dahi insanı heyecanlandırıyor, hayırlı olsun.

Twitter: ibrahim Özkahya