Hizmet-İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Başkanı Mehmet Mesut Gökdemir yaptığı basın açıklamasında: “Öncelikle belirtmek gerekir ki; yolsuzluğun, hırsızlığın ve türevi olan diğer ahlaksızlıkların hiçbiri kabul edilemez. Ancak, yolsuzluk iddiasıyla başlatılan soruşturmanın 10. Gününde açıkça görülmektedir ki, bu operasyon ‘siyasi linç’e dönüşmüş veya zaten o amaçla başlatılmıştır. Halkın verdiği maaşla görev yapan emniyet ve yargı mensuplarının, ‘siyasi linç’ olduğu apaçık olan bir operasyonu, seçilmiş bir iktidara yürütmelerini kabul etmemiz mümkün değildir ve bu maksatla yapılan bir operasyon da ‘idari bir yolsuzluktur’ dedi.

İŞTE GÖKDEMİR’İN O AÇIKLAMASI

“17 Aralık 2013 tarihinde, sabah saatlerinde başlatılan ve kamu görevlilerinin de içinde olduğu 95 civarında kişinin gözaltına alındığı soruşturma ile ilgili kamuoyunda oluşan tedirginlikler nedeniyle açıklama yapma zarureti doğmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; yolsuzluğun, hırsızlığın ve türevi olan diğer ahlaksızlıkların hiçbiri kabul edilemez. Ancak, yolsuzluk iddiasıyla başlatılan soruşturmanın 10. Gününde açıkça görülmektedir ki, bu operasyon ‘siyasi linç’e dönüşmüş veya zaten o amaçla başlatılmıştır. Halkın verdiği maaşla görev yapan emniyet ve yargı mensuplarının, ‘siyasi linç’ olduğu apaçık olan bir operasyonu, seçilmiş bir iktidara yürütmelerini kabul etmemiz mümkün değildir ve bu maksatla yapılan bir operasyon da ‘idari bir yolsuzluktur’

Aynı şekilde, kişiler ve kurumlar üzerinden seçilmiş iktidarlara ve onun başındaki seçilmiş başbakana karşı operasyon yapılmasına göz yummayacağımızı da belirtmek isteriz.

Kişiler ve kurumlar üzerinden yürütülen bu kirli operasyonun siyasi ranta çevrilmeye çalışılması, yolsuzluk olayını ve faillerini geri plana attığı gibi, amacı sadece ‘gerçeği’ ortaya çıkarmak olan yargının toplumsal kutuplaşmalara sebep olması, onarımı mümkün olmayan yaralar açmaktadır.

Farklı tarihlere ait soruşturmaların tek bir dosyaymış gibi aynı gün aynı saatte ve aynı hakimden alınan kararla şüphelilerin hepsinin topluca gözaltına alınmaları, uygulayıcıların, yolsuzluk iddialarına ilişkin belgeleri bir yerlerde saklayıp, seçim sathı mahalline girilen günlerde piyasaya sürmeleri, toplumun iyi niyetini ortadan kaldıran sebeplerden bazılarıdır.

Haklarında soruşturma başlatılan kişiler Anayasamızın 38/4 maddesinde düzenlenen “masumiyet karinesi” ile tüm şüpheliler gibi kağıt üzerinde korunmaktadırlar. Şüphelilerin soruşturmanın ilk gününden sanık müdafilerine gösterilmeyen ancak basına servis edilen bilgiler ve belgeler ile algı yönetimi yöntemleri büyük bir başarı ile kullanılmış ve halk nezdinde tüm sanıklar mahkum edilmişlerdir.

Bu operasyonun uluslararası arenada da en çok tartışılan dosyası, bir kamu bankası olan Halkbank dosyasıdır. Halkbankası’nda yapılan arama ve elkoyma sebebiyle, ticari sır ya da devlet sırrı içeren bazı bilgi ve belgelere de el konulduğu iddialarının yanında, bu bankaya yönelik operasyonun İsrail ve ABD gibi ülkelerin baskısıyla yapıldığı iddiaları, kamuoyundaki tedirginliği artırmaktadır. Yapılan resmi açıklamalarda; operasyonun ülkeye maliyetinin 40 milyar dolar olduğu belirtilmektedir. En büyük yolsuzun onlarca senede veremeyeceği zarar, yolsuzlukları önleme operasyonu adı altında bir haftada ülkemizde meydana getirilmiştir.

Operasyonda elde edilen bir kısım delillerin belli bir basın gurubuna ve twitter vb. sosyal medyadan yayın yapan kirli kişilere elaltından servis edilmesi, yargı ve emniyet mensupları üzerindeki şüpheyi artırmakta, bu kurumlara karşı olan güveni de yıkmaktadır. Sayın savcılar, bu kirli tezgahı kimin kurduğunu ortaya çıkarmadığı her gün, bizlerin vicdanında bu işi kendilerinin yaptıklarını düşündürecektir.

Bu soruşturmanın bir kısım talep ve istekler için iktidar partisini diz çöktürme, masaya oturtma, isteklerin kabul ettirilmesi, istifaya zorlanması olarak kullanılması iddiaları basın ve yayın organlarında ileri sürülmektedir.

Son söz olarak; bir kısım malum kişiler, sosyal medya üzerinden ve köşe yazıları ile soruşturmaya yön vermeye çalışmaktadırlar. Bu paylaşımlar ve açıklamaların, bir süre sonra tamamıyla gerçekleşmesi de ilginçtir. Dosyada gizlilik kararı olmasına rağmen, tüm bilgilerin bu kişilerde olması, bu kişiler hakkında bir takım şüpheleri de beraberinde getirmektedir.

Hizmet-İş Sendikası olarak; iddia edilen yolsuzlukların üzerine gidilerek suçlularının en kısa zamanda adil bir yargılama sonucunda cezalandırılmalarını, derin yapılar kurarak hukuk eliyle hukuku katledenlerin tek tek tespit edilip, hukuk önünde cezalandırılmalarını, bu konuların takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”

Hizmet-İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Başkanı

Mehmet Mesut GÖKDEMİR