Tartışmalı ve güncel olaylara yaptığı yorumlarla ilgi toplayan Cübbeli Ahmet Hoca, bu kez kadına şiddeti yazdı.

Türkiye'de son günlerde çokça duymaya alıştığımız kadın cinayeti haberlerine Cübbeli Ahmet Hoca da kayıtsız kalmadı.

'Kadına şiddet erkeklik değil şerefsizlik' diyerek çok ağır konuşan Cübbeli hoca Vahdet gazetesindeki köşesinde, peygamberimiz (SAV) döneminden de yaşanan olayları örnek verirken, erkekler kadar en az kadınların da eşlerine karşı anlayışlı olmasını istedi.

İŞTE CÜBBELİ HOCANIN BUGÜNKÜ YAZISI;

Evden kadını atan adamlara kızdığım kadar dünyada hiç kimseye kızmıyorum. Kadınlar size Allah’ın emanetidir. Peygamberimiz “Ben kadınlara vurmam” diyor. Kadına vurmamak bile fiili sünnet.

Di­ni­miz ah­lak, mer­ha­met, şef­kat, sü­kû­net, ba­rış ve hu­zur di­ni­dir. Vu­ra­rak, dö­ve­rek bı­çak da­ya­ya­rak ya­pı­lan şey hu­zu­ra hiz­met eder mi? Efen­di­miz (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem): “Ben ka­dın­la­rı döv­-me­m” bu­yu­ru­yor. Pey­gam­be­ri­miz kıy­met­li an­ne­le­ri­mi­ze bir ke­re el kal­dır­mış de­ğil. Ara­da kıs­kanç­lık­lar ol­muş­tur, an­ne­le­ri­miz ni­ha­ye­tin­de pey­gam­ber de­ğil­ler. Çok kıy­met­li in­san­lar an­cak Efen­di­mizi (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) üze­cek ko­nu­lar ol­muş ola­bi­lir. Bu­nu ner­den an­lı­yo­ruz? 2 ay ha­sı­rın üs­tün­de ca­mi­de yat­tı­ğı­nı bi­li­yo­ruz. Ha­sır yü­zün­de iz yap­mış. Ta­bi ora­da bir ter­bi­ye me­to­du uy­gu­la­mış Efen­di­miz (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem). Ama âyet-i ke­rî­me­de de “Ya­tak­la­rı­nı­zı ayı­rı­n” (Ni­sâ Sû­re­si:34) di­yor. Kav­ga gü­rül­tü var­sa bi­raz ya­tak­la­rı­nı­zı ayı­rın da bir­bi­ri­ni­ze kar­şı has­ret ol­sun, nef­ret art­ma­sın di­ye buy­rul­du­ğu hal­de ka­dı­na: “Sen git ev­de­n” de­ni­lir mi hiç?!

SEN ANA­NIN EVİ­NE GİT!

Ev­den ka­dı­nı atan adam­la­ra kız­dı­ğım ka­dar dün­ya­da hiç kim­se­ye kız­mı­yo­rum. “Git ne­re­ye gi­der­sen.” Asıl sen git ne­re­ye gi­der­sen! Ka­dın ne­re­ye gi­de­cek. So­ka­ğa atı­yor ka­dı­nı böy­le şey­ler du­yu­yo­ruz ha­ber­ler­de. Bu er­kek­lik de­ğil şe­ref­siz­lik­tir, na­mus­suz­luk­tur. Ka­dı­na di­yor­sun ya: “Git ana­nın evi­ne­” di­ye, asıl sen git asıl ana­nın evi­ne. Ote­le ve­ya baş­ka bir ye­re git. Ka­dın mah­rem. Na­sıl git­sin?! Ka­dı­nı er­kek­ler­le mu­ha­tap ola­cak şe­kil­de na­sıl so­ka­ğa atar­sın. Al­lah mu­ha­fa­za et­sin. Ça­re­siz­lik gü­nah­la­ra ve­si­le olur. Bu­nun da mü­seb­bi­bi kim­se ona azap olur.

Bir hu­zur­suz­luk ol­du­ğun­da Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem) 2 ay ca­mi­de ya­tı­yor. Hu­zur­suz­luk 2 ay sür­dü­ğün­den de­ğil, ders ver­mek için. Ka­yın pe­der­le­rin­den bi­ri Ebu Be­kir (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh), di­ğe­ri Ömer (Ra­dı­yal­lâ­hu Anh). “Bi­zim ha­tı­rı­mız için kız­la­rı­mı­zı tut­ma, se­ni üzen kim­se ta­la­ğı­nı ver bo­şa.” di­yor­lar. Ne onu ya­pı­yor, ne eve gi­di­yor, ne de ka­dı­na “Sen çık ev­de­n” di­yor. Bu­nu ya­pa­nın ka­dı­na vur­ma­sı dü­şü­nü­lür mü?! Ha­şa!

KA­DI­NA VUR­MA­MAK Fİİ­Lİ SÜN­NET

Ha­dis-i şe­rif­te “Ben ka­dın­la­ra vur­ma­m” di­yor. Bu fii­li sün­net de­mek­tir. “Vur­ma­yı­n” sö­zün­den da­ha te­sir­li­dir.

Za­ten Rab­bi­miz âyet-i ke­rî­me­de Ra­sû­lül­lâh (Sal­lâl­lâ­hu Aley­hi ve Sel­lem)e “Ha­bi­bim! Kul­la­rı­ma: ‘Ba­na uyar­sa­nız Al­lah si­zi se­ve­ce­k’ de­” (Âli İm­rân Sû­re­si:31) bu­yu­ru­yor. Yi­ne ha­dîs-i şe­rif­te: “Sün­ne­tim­den dö­nen ben­den de­ğil­dir.” buy­ru­lu­yor.

Sen na­sıl ka­dı­na vu­rur­sun ya! Si­nir­len­diy­sen ab­dest al, otu­ru­yor­san aya­ğa kalk, ayak­tay­san otur, du­ra­mı­yor­san dı­şa­rı çık. Ne­re­ye gi­der­sen git. Ne du­ru­yor­sun o si­nir­li or­tam­da. Ka­dın­la­rın da bu­ra­da bi­raz an­la­yış­lı ol­ma­sı la­zım. Ko­ca­sı iş­te sı­kın­tı ola­bi­lir, pat­ro­nun­dan azar işit­miş ola­bi­lir, iş ada­mıy­sa çe­ki dö­ne­r, se­ne­di dö­ner.

KA­DIN­LAR DA AN­LA­YIŞ­LI OL­MA­LI

Şim­di sen bu ada­ma “Ha­di vur­sa­na, bo­şa­sa­na­” gi­bi laf­lar et­me­ye­cek­sin. Pe­ki eder­se, da­ya­ğı hak eder mi? Yi­ne et­mez. Er­kek akıl­lı ola­cak. “Ka­dın­lar üze­ri­ne ev rei­si kıl­dım.” (Ni­sâ Sû­re­si:34) di­yor Ku­r’­an. “Ben fıt­rat ge­re­ği ki­mi­ni ki­min­den üs­tün et­tim.”

(Ni­sâ Sû­re­si:34) der­ken sa­na “Sa­de­ce pa­ra­yı sen eve ge­ti­ri­yor­sun, ça­lı­şı­yor­sun, ka­za­nı­yor­su­n” de­mek de­ğil.

TA­HAM­MÜL ET

Sa­bır, me­ta­net, sü­kû­net ko­nu­la­rın­da er­kek da­ha üs­tün­dür. Da­ha ta­ham­mül­lü­dür. İs­la­mi­yet bo­şa­ma hak­kı­nı ka­dın­la­ra ver­sey­di, ka­dın­la­rın ko­ca­la­rı­nı bo­şa­ma ora­nı, er­kek­le­rin bo­şa­ma ora­nın­dan bin kat faz­la olur­du. Çün­kü sa­bır ve ta­ham­mül yok. Son­ra­dan piş­man olur­lar ama o an­da fır­la­tır­lar la­fı ağız­la­rın­dan. Sa­bır­lı ol­duk­la­rın­dan do­la­yı bu iş er­ke­ğe ve­ril­miş.

De­mek ki se­nin üs­tün­lü­ğün sa­de­ce “Pa­ra­yı ben ka­za­nı­yo­rum.” man­tı­ğı de­ğil. Se­nin üs­tün­lü­ğün seb­ret­men­dir.

MÜMİNLERE EZİYET EDEN MELUNDUR

Allâh-u Teâlâ’nın 117 tane sıfatı var. “Bu sıfatlardan biriyle bile O’na gelen cennete girdi.” buyruluyor hadîs-i şerifte. Bunlardan en barizi merhamettir. Rasûlüllâh (Sal­lâllâhu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor: “Mizanda sabaha kadar teheccüt kılan, akşama kadar oruç tutanın amelinden daha ağır basacak olan bir amel söyleyeyim mi. Nedir o? Güzel ahlak.”

ERKEKLİĞİNİ GÖSTER

Güzel ahlak bağırır mı? Güzel ahlak kalp kırar mı? Biri sabaha kadar teheccüd kılar sonra karısına bağırır, kalbini kırar. Gitti! Öbürü sabaha kadar yatar, sabah namazına kalkar ama hanımına merhametli davranır, o onun teheccüdünden efdal olur. “Güzel ahlak ile kul, sabaha kadar namaz kılan ve her gün oruç tutan kişinin derecesine ulaşır.”

Müminlere, müminelere eziyet eden melundur. “Sizin en hayırlınız, hanımlarına en hayırlı olanınızdır.” buyruluyor hadîs-i şerifte.

Bu kadar hadis-i şeriflere baktığımız zaman kadınlara el kaldırmak kadar acizlik ifadesi, güçsüzlük belirtisi, çaresizlik işareti yoktur. Sen erkeksen erkekliğini göster de, o ne yaparsa yapsın sinirlenme be adam.