Cumartesi akşamı ilçe binasında gerçekleştirilen Saadet Partisi Karasu İlçe Teşkilatı Şubat ayı ilçe divan toplantısına, Genel Başkan Yardımcısı Ejderoğlu ve İl Başkanı Yıldırım'ın yanı sıra il ve ilçe teşkilatı üyeleri, Karasulu partililer, gençlik kolları ile ilçe kadın kolları da katıldı. Toplantının basına açık bölümünde Genel Başkan Yardımcısı Ejderoğlu ve İl Başkanı Yıldırım, partililere hitaben birer konuşma yaptı. Konuşmalar öncesi söz alan Saadet Partisi Karasu İlçe Başkanı Oğuzhan Coşkun, 'Gerçekleşen ilçe kongremiz ve il kongremizin ardından mahalle ziyaretleri, toplantı programları ve kahvaltı etkinliklerimiz ile çalışmalarımıza hız verdik. Saadet Partisi olarak dik duruşumuz ve Erbakan Hocamız'ın açtığı yoldan yürüyüşümüz ile seçim dönemine başladık. Bu toplantıdan sonra her ay divan toplantımızı artan bir katılım ile sürdüreceğiz. Katılım sağlayan herkese teşekkür ediyorum' dedi.

'Türkiye'yi düşünen yok'

Coşkun'dan sonra kürsüye gelen Saadet Partisi İl Başkanı Eyüp Yıldırım da partililere hitaben bir konuşma yaptı. Yıldırım konuşmasında, '1969'dan bugüne kadar gücümüzü teşkilatlarımızdan alarak çalışmalarımızı sürdürdük. İlçe ve il kongre sürecinde mahalle teşkilatlarımız ile uyumlu bir çalışma yürüttük. Bugün geldiğimiz nokta, sizlerin emeği ile gelinmiş bir noktadır. Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve dış politika yönünden Saadet Partisi'ne ihtiyacı vardır. Türkiye'nin ne olacağı değil, ittifakların nasıl olacağının konuşulduğu bugünlerde çiftçiyi, emekliyi, işçiyi düşünen yok. Ekonomik durum yerine siyasal çekişmeler gündemde. İşte bu yüzden Saadet'e olan ihtiyaç her geçen gün daha da hissedilir hale geliyor. Geçmişte yapmış olduğumuz hizmetler bugün bile anılıyorsa, gelecekte de anılacak hizmetler ortaya koymak için aynı özveri ve çaba ile çalışmalarımızı yürüteceğiz' ifadelerini kullandı.

'Türkiye'nin Saadet'e ihtiyacı var'

Yıldırım'ın ardından kürsüye Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Ejderoğlu geldi. Ejderoğlu sözlerine, 'İçinde bulunduğumuz dönem, ülkemize sahip çıkma dönemidir. Türkiye'nin bizler gibi zihni kirlenmemiş, karışmamış ve geleceğe hazır kadrolara ihtiyacı var. Türkiye 3 dönemdir algı siyaseti ile yönetiliyor. Yanlışları artık çuvala sığmayacak şekle geldi. Ama millet gerçekleri görebiliyor' diyerek başladı. 'İktidar, televizyonu çok iyi kullanıyor. Öyle bir tablo çiziliyor ki, sanki ekonomi uçmuş, dünya Türkiye'nin gerisinde kalmış, tarım şahlanmış, herkes mutlu gibi… Halbuki durum bunun tam tersi. AK Parti iktidara gelirken, yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları ortadan kaldıracağız diye propaganda yaptı. Bugün başörtüsü sıkıntımız yok, yoksulluk ve yolsuzlukla ilgili birkaç adım atıldı ama beklenen noktaya gelinemedi. Bu söylemlerle 1-2 dönem idare ettiler. Şimdi ise yolsuzluklardan kendileri rahatsız. Bugünkü ittifak arayışlarının altında da yolsuzlukları kapatma çabası var. Çünkü yapanlar kendi yol arkadaşları' diyen Ejderoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

'Halka kazanmayı değil, harcamayı öğrettiler'

'Bugün yolsuzluklara kendi partilileri bile itiraz ediyor. Yoksulluk ise sanki kalmamış. Herkes zengin gibi yaşıyor. Devlet insanına kazanmayı öğretir. Ama iktidar, insanına kazanmayı değil harcamayı ve borçlanmayı öğretti. Türkiye'nin 2'sinin geliri, 98'inin gelirine eşit hale geldi. Bu mu düzelen ekonomimiz? Bunun dışında günümüzde adalet, ahlak ve güven sorunu yaşıyoruz. Adalete olan güven en alt seviyeye indi. Ne yazık ki, bu konuda birçok Afrika ve Asya ülkesinin gerisindeyiz. Biz bunu dile getirince FETÖ'cü oluyoruz. Onlar haksızlık yapınca bir şey olmuyor. Devletin görevi haklıya hakkını teslim etmek, adaletle yönetmektir. Bunlar ne yapıyor? Suçsuz yere aylarca yatırıyor, sonra özür dileyip çıkartıyor. Bu ülke balyozlar, Ergenekonlar gördü. Ülkede güven ortadan kalkarsa, çiftçi, işçi, esnaf, iş adamının verimi zayıflar, bu da ekonomiyi çökertir'

'Afrin harekatının arkasındayız'

Afrin harekatının arkasında olduklarını da dile getiren Genel Başkan Yardımcısı Sinan Ejderoğlu, Saadet Partisi olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin destekçisi olduklarını belirtti. 'Hudut, sınır bizim namusumuzdur. Harekatın tabii ki destekçisi olacağız. Hudut demek ülke demektir' diyen Ejderoğlu, 'Harelata karşı çıkanlar var. Önce empati yapalım. Ülkenizin bir şehrinde Afrin'deki karışıklığın yaşanmasını ister miydiniz? Düzensiz bir ordu gelecek, şehrinize hakim olmak isteyecek. Bu da sizin hudut güvenliğinize kadar etki edecek. TSK bu yüzden Afrin'de. Bu harekata karşı çıkmak mümkün müdür?' dedi. Bugün bu mücadeleyi vereceklerini, fakat yarından sonra bu tabloların bir daha oluşmaması için dış siyaset yapacaklarını dile getiren Ejderoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Adalette iyileştirme yapılmıyor'

'Afrin bitmez, bu oyunlar bitmez. Bitirmek için ona göre siyaset yolu çizilmelidir. Bu ortamda da iş adamlarının ekonomik desteği olmaz. Bu çalkantılı süreçler, ekonomiye güven vermez. Güven mekanizması güçsüzleşirse, tüm kurumlarda çöküş başlar. Güven de adaletin sağlanmasıyla olacak. Ama adaletin sağlanması adına hiçbir iyileştirme yapılmadığını görüyoruz. Gücümüzü toparlamak için ilerleme yapmamız gerekirken, ülkemiz sadece savunma yapabiliyor. Milletimizin kenetlenmesi için birlikte hareket etmek gerekiyor. Biz ayrıştırmaya gidilmesine karşıyken, bize karşı tavır alınıyor. Biz her partililerle ülkemiz için bir olmaya ve güçlenmeye hazırız. Potansiyelimiz, güçlü olmaya müsait bir potansiyel. Fakat bunun için güçlü ekonomi de şart'

'Özelleştirme politikası yanlış'

Özelleştirme politikasının yanlış yapıldığını ifade eden Sinan Ejderoğlu, '27 yıldır özelleştirmeler sürüyor. Türkiye'deki özelleştirmelerin 30'u gerçekleştirildi. Özelleştirme sadece Türkiye'de yapılmıyor. Özelleştirmelerin 80'i son 16 yılda yapıldı. Ama bunlar da yanlış yapıldı. Ne kadar özelleştirme yapıldıysa o fabrika kapandı ya da üretimler zayıfladı. Özelleştirme, ekonomiye can veriyor, üretimi arttırıyorsa faydalı bir şeydir. Ama Türkiye'de tam tersi. Almanya'da özelleştirme ile 3-4 kat artış olurken neden biz de gerileme oluyor? Ekonomiyi canlandıracak özelleştirmeye elbette ihtiyacımız var ve karşı olmayız' dedi. Ejderoğlu son olarak, 'Biz kendimizi koruyarak güçlü olamayız. Dış politikamız ile çevremizi de koruyarak güçlenebiliriz. Milletin sağduyusuna güveniyoruz. Önümüzdeki süreç, milletimiz için hayırlı bir süreç olmasını diliyoruz ve bu süreçte bize düşen görevi yapmaya hazır olduğumuzu bütün ülkenin bilmesini istiyoruz. Manevi ve maddi kalkınmanın aynı düzeyde olmasını sağlayarak Türkiye'yi ayağa kaldırmak istiyoruz. Bu nedenle Türk halkından da yetki istiyoruz' ifadelerini kullanarak sözlerini tamamladı.

Kaynak: KarasuHaberleri