Önceki hafta gerçekleşen Sakarya Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde oy birliği ile Yeni Camii Bulvarı`nın isminin 15 Temmuz Bulvarı ve Kent Meydanı`nın da adının Demokrasi meydanı olarak değiştirilmesi kabul edildi.
Şehrimizin en önemli meydanı ve bulvarına 15 Temmuz Darbe girişimi direnişimizin adlarını vermek 15 Temmuz ruhunu, şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz hatıralarını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak adına çok önemliydi.
Bu kararlarından dolayı Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan’ı Zeki Toçoğlu ve belediye meclis üyelerini kutluyorum.
15 Temmuz sonrası demokrasinin ve millet iradesinin daha iyi anlaşıldığı şu günlerde Sakarya’da 56 yıldır süren bir ayıba da artık son vermenin zamanı geldi.
1960 darbesini yapan kadroda görev alan ve 27 Mayıs Cuntacıları tarafından Sakarya Valisi ve Belediye Başkanı olarak atanan Sedat Kirtetepe’nin adı, maalesef bugün hala şehrin göbeğinde ki bir caddenin adı.
Şehrimizin bir caddesinin adının, 27 Mayıs darbecilerinden birisinin adını taşıması cuntacılar tarafından asılarak şehit edilen Başbakanımız merhum Adnan Menderes, Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanımız Hasan Polatkan’ın aziz hatıralarına saygısızlıktır.
Onların kemiklerini sızlatmaktır.
Öte yandan Sakarya halkı 15 Temmuz darbecilerine direndiği gibi 27 Mayıs darbecilerine de destek vermedi.
Sakarya 1960 anayasasına hayır oyu veren ve tavrını demokrasiden yana koyan üç ilden biridir.
Büyükşehir belediyesi siyasi tarihimiz içerisinde yer aldığı için resmi web sitesinden darbeler sonrası cuntacılar tarafından göreve getirilen Cevdet Özsunay, Sedat Kirtetepe, Ertuğrul Ünlüler, Hikmet Oğuş ve Turgut Arabacıoğlu’nun isimlerini belediye başkanlarımız listesinden çıkaramayabilir.
Fakat 1960 darbesini yapan kadroda yer alan ve cuntacıların atadığı General Sedat Kirtetepe’nin adı Kirtetepe Caddesinden kaldırılmalıdır.
Darbeci Kirtetepe’nin adı yerine o caddeye; 15 Temmuz gecesi darbecilere ilk kurşunu sıkan ve darbeciler tarafından 30 kurşunla şehit edilen Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in adının verilmesi yakışmaz mı?
