Sadettin Tantan, Ahmet Neidim, Nevzat Ercan, Ersin Taranoğlu, Mümtaz Özkök, Enver
Toçoğlu, Aydın Zengin, Ahmet Gürsoy, Erol Öztürk, Erdal Taşkın, Ali Dünya ve İsmail
Gürses gibi “merkez sağ” kökenli siyasetçilerden yararlanılmasının CHP ve MHP’ye ne
kazandırabileceği sorusuna cevap aramış.
MHP, 29 Mart Yerel Seçimlerinde Enver Toçoğlu’nu büyükşehir belediye başkan adayı
göstererek merkez sağ siyasetçilerden yararlanmayı denedi. MHP, “kendi tabanı” ile
birlikte “AKP iktidardan gitsin de kim gelirse gelsin diyenler” ve “CHP tabanının”
bir kısmının oyunu almasına rağmen başarısız oldu. Maksimum alabildikleri oy yüzde 35
oldu. Yani sadece merkez sağ kökenli bir ismi aday göstermek veya AK Parti’yi iktidardan
uzaklaştırmak için “Şeytanla bile ittifak yaparım”demek seçimlerde başarılı olmak için
yetmiyormuş.
Büyük kurultay sonrası adeta “nadasa yatan” MHP İl başkanı ve ilçe başkanlarının yerel
seçim gibi bir düşüncülerin olduğunu düşünmüyorum. Sanırım bekledikleri bir şey var? Belki
de MHP’nin yerel seçimler de başarısız olması ve ardından da “olağanüstü kurultaya”
gitmeyi bekliyorlardır? Bu nedenle de Arık’ın düşüncesine pek itibar edeceklerini
sanmıyorum. CHP İl Başkan’ı Ecevit Keleş adaylarını ön seçimle belirleyeceklerini
açıklamasına rağmen bir yandan da merkez sağ kökenli isimleri partisinden aday göstermek
için çalışma yapması CHP’nin böyle bir niyet içerisinde olduğunu gösteriyor.
CHP, Sakarya’da ister merkez sağ kökenli isterse sosyal demokrat kökenli bir ismi aday
gösterse de seçimlerde başarılı olmak için adayın kökeni kadar adayın ve partinin başka
şeyler de yapması gerekiyor. Çünkü CHP, “ideolojik olarak en katı tabana sahip parti”.
CHP’nin ideolojik tabanı Sakarya’da “yüzde 10’lar” civarında. Katı ideolojik söylemleri
nedeniyle CHP yüzde 25-30’luk “ideolojisiz seçmeni” kazanmakta başarısız oluyor. CHP’nin
katı ideolojik söylemi ve anti pozisyon alışı ortadaki ideolojisiz seçmeni kendisinden
uzaklaştırıyor. CHP’e, AK Parti’nin aksine sadece kendi tabanına yönelik mesajlar veriyor.
AK Parti ise zaten cepte gördüğü “mütedeyyin-muhafazakâr” oyların yanında ortadaki
“ideolojisizler”, hatta “farklı yelpazedeki katı olmayan ideolojik oyları da” toplamayı
başarabiliyor.
CHP Sakarya’da artık “eski tas, eski hamam” yöntemlerle seçime hazırlanmamalı. Halkı
heyecanlandıran “Büyüyen Türkiye”, “Büyük Düşünmek”, “Hayalleri gerçek yapmak”
gibi motifleri kullanan AK Parti karşısında “Herkes İçin CHP” ve “CHP varsa herkes için
var” söylemleri yeterli olmuyor. CHP yeni stratejiler üretmek zorunda.
CHP Sakarya’da başarılı olmak istiyorsa CHP tabanı dışında ki ideolojisiz grupları da
“heyecanlandıracak” ve “adayını ön plana çıkartacak” söylem ve sloganlar bulmalıdır.
“Yaparsa ancak…………..yapar”. “Görelim bakalım ne yapacak” şeklinde halkı
konuşmaya zorlayarak AK Parti’yi kendisinin “taklitçisi” konumuna düşürebilir. 1989
seçimlerinde merhum Ünal Ozan’la SHP bunu başarabilmişti.
Yine kampanya sürecinde AK Parti’nin “akim bıraktığı” projeler ve sorunlara çözüm
üretmenin yanısıra adayın kişiliği ve karizmasına uygun şekilde” projeler” geliştirilmeli. Bu
projeler halkı “heyecanlandırmak” ve “ikna etmek” gibi çok temel bir görevi ifa ediyorlar.
CHP’li olmayan seçmen seçim döneminde AK Parti’nin ülkenin iktidarında olduğunu sıklıkla dile getirecekler. “CHP kazanırsa Ankara’dan yardım gelmez, Sakarya gelişemez”
söylemini kırmak için CHP, Sakarya’nın “zenginliği” ve “potansiyeli” üzerine ilgi çekici
sloganlar geliştirmeli.
Kısacası CHP’nin, 2014 yerel seçimlerinde Sakarya’da başarılı olması için mutlaka “güçlü
aday” kadar “ezber bozan” işler yapmalı. “Yeni stratejiler” ve “söylemler” üretmeli. “Katı
ideolojik söylemlerden” kaçınmalı. “Adayı ve projeleri halkı heyecanlandırmalı”. “Yeni
şeyler söyleyerek AK Parti’yi kendisinin takipçisi konumuna düşürmeli”.
1994 seçimlerinden Sakarya’da zaferle çıkan “Refah Partisi”, katı ideolojik yapıdan gelen
bir parti olması ve birçok adayının da bu katılıkları koruyan kişiler olmalarına rağmen başarılı
seçim stratejileriyle zafere ulaştılar. Seçim stratejileriyle merkez sağdan daha çok “ideolojisiz
seçmen” ve “farklı görüşteki yelpazelerden” oy almayı başardılar. “Yeni CHP, SHP’nin
1989 ve Refah Partisi’nin 1994 seçimlerin yaptığını neden 2014 seçimlerinde yapmasın?”