Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada AKP'ye yeni kredi açıyoruz söylemi, bana CHP’nin iktidar olmak istemediği gösteriyor.

CHP son günlerde kazandığı itibarını, kamuoyu yoklamalarında çıkan AKP oylarının düştüğünü bilmesine rağmen sözde AKP'ye yeni kredi açıyor.

CHP iktidar olmak istemiyor anlaşıldı. SHP bu adımları çok önceleri atmıştı. Adımları atarken bu adamlar nasıl saldırıyordu ne çabuk unuttunuz?

CHP İmralı ile görüşse AKP’liler senin parti binanı taşlatırlardı. Sen aç kredileri Kemal Kılıçdaroğlu bakalım.Tepki oylarını MHP toplasın, hem de ulusalcı oylarını kaybetmene sebep olsun. Hatta maalesef bunu yazarken utanıyorum ama oyuna da AKP atmazsın inşallah.AKP, şu on yıldır memleket için ne yapmış, neyi memleketin hayrına yapmış da, Kılıçdaroğlu AKP'ye kredi tanıyor.


-CHP, "Elinden silahı bırakmayan terör örgütüyle müzakere edilmez, mücadele edilir" politikasını değiştirdi mi?

-Silahını bırakmamış bir terör örgütü ile silah bıraksın diye görüşmek, silah bırakma karşılığında, ona neler verileceğini görüşmek demektir.

-Şimdiye kadar olanlara bakılırsa, elindeki silahı doğrultmuş PKK terör örgütü ve siyasi destekçisi BDP, Kürtçe televizyon, Kürtçe savunma hakkı ile filan yetinecek görünmüyorlar; onlar "elma şekeri ile bizi kandırmayın" diyorlar.

-Kılıçdaroğlu'nun AKP'ye "yeni kredisi", AKP'nin PKK'ya vermeye hazırlandıklarını baştan kabul etmesi anlamına geliyor.

Terör istediğini (İstediğinin bağımsız/ özgür Kürdistan olduğunu, artık, sağır sultan bile duydu). Bu isteğini de elde etmeden silah bırakmayacağına göre, bu arada akacak kanın sorumlusu olmaz mı?Kılıçdaroğlu, "Silah bırakmak için diyaloga gerek yok; önce kendini feshet" yanıtını vermemişimiydi.

Şimdi ise Kılıçdaroğlu diyor ki AKP'ye: "Sana kredi var, yeter ki sorunu çöz!"diyor.AKP ve BDP-PKK kapalı kapılar ardında görüşüp anlaşırlar merak etme.Sonra da birbirlerine karşı bağırıp çağırıp, esip, gürleyerek seçmenlerine mesaj verirler. Danışıklı dövüş. Tam bir tiyatro

Terörün meşru görülmesi, mazur görülmesi, bölücülüğün normal görülmesi, terörün ve teröristin sırtının sıvazlanması değilmi.Kısacası devlet ve millet düşmanlığının, Türk düşmanlığının serbest, muhalif olmanın, yargıyı da alet ederek uydurma tertiplerle cezalandırılması değilmi.Sevr´i hortlatmak değilmi.

Vatan, millet, bayrak, Türklük, Atatürk kısaca ne kadar milli değer varsa hepsine sövmek değilmidir.Yüce Türk milletinin birliğine, devletimizin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikeli bir faaliyet ise Yüce Divanlık anayasal bir suçtur.Tüm bu olanlara rağmen, PKK'nın ikinci adamı Murat Karayılan, "Silahları bırakmayız, başka bir ülkeye de gitmeyiz''diye demeç veriyor.PKK'nın bir diğer ismi Zübeyir Aydar da "Sadece Öcalan'ı değil, bizi de dinlemek zorundasınız'' diyor.Son günlerde dilden düşmeyen Nobel sözünü bende tekrarlıyorum.Recep Tayyip Erdoğan sanırım NOBEL alan ilk Türk Başbakan'ı olmayı çok mu istiyor?. Uludere katliamı ile kesintiye uğrayan "Sorunu çözersen NOBEL alırsın" telkini Erdoğan'ı hareket ettirmede en önemli faktörlerden birimidir?.


Bizler bu filmleri daha önceleri çok seyrettik..Bunu her kez böyle bilmelidir. CHP aklını başına alsın.Hiçbir ülke bu kadar gerilimi kaldıramaz. Sessiz duran kitlelerin sabrı taşıyor.Ne terör, ne etnik bölücülük, ne dincilik kabul edilemez. AKP, PKK ve bunların bütün uzantıları tasfiye edilmeli, huzurlu bir ülke olmalıdır Türkiye.Mutlaka bugünkü tabloyu normalleştirmek lazımdır.

İLERİCİ, DEMOKRATİK, ÇAĞDAŞ BİR ÜLKE olmak zorundayız.