Genel de ve yerelde CHP siyaset üretmeye başlayınca, halka inince, “Herkes İçin CHP” ve

“CHP varsa herkes için var” söylemlerinde ısrarcı olup toplumun farklı kesimleriyle ilişki

kurunca, Türkiye’nin ve Sakarya’nın sorunları ile iktidarın “akim bıraktığı”, “çözemediği”

meseleleri gündeme getirince nispi oranda da olsa CHP’nin oyları artmaya başladı. CHP

Milletvekili Engin Özkoç’un gayretli çalışması, CHP il ve ilçe yönetimlerinin gündem tayin

etme uğraşları, kadın ve gençlik kollarının sokaklara inmesi ve halkla kucaklaşmaları genele

oranla yerel de daha ciddi bir oranda CHP’nin oylarının artmasına neden oldu.


CHP’nin oylarının artması ve hareketlenmesi karşısında AK Parti, CHP’yi bir türlü

yüzleşmediği “ideolojik geçmişine” çekerek CHP’yi yıpratıyor ve eritiyor. Ne hikmetse

CHP’de her seferinde bu oyuna geliyor. CHP tabanından gelen “katı ideolojik sesler”

devreye giriyor ve sadece kendi tabanlarına yönelik söylemleriyle CHP’nin bir “kitle partisi”

olmak için denediği stratejileri (“Herkes için CHP”, “CHP varsa herkes için var” sloganları)

akim bırakıyorlar.


CHP Milletvekili Engin Özkoç, Malatya’da gerçekleştirdikleri iş dünyası toplantısı sırasında

Yeniçağ Gazetesi Köşe Yazarı Ahmet Takan’a 12 Haziran genel seçimleri öncesi Sakarya’da

yaptırdığı bir anketten bahsederek “Vatandaşa ’Seçimde hiç oy vermeyeceğiniz parti

hangisidir’ diye sorduk. Büyük oranda CHP çıktı. Nedenini de sormuştum. Verilen

cevaplarda yoğunluğun din üzerinde olduğunu gördüm. Demek ki din karşıtı söylemlere

dikkat edeceğiz dedim ve ona göre bir strateji kurdum ve başarılı olduk.”

diyor.

Milletvekili Özkoç, siyasette algının ne kadar önemli olduğunu keşfederek, CHP’nin temel

arızalarını çözmüş. Buna göre geliştirdiği strateji ve siyaset yapma şekliyle de partisini 12

Haziran seçimlerinde başarıya taşıdı ve taşımaya da devam ediyor.


CHP’nin son haftalarda düzenlediği etkinliklerle Sakarya’ya getirdiği CHP Grup Başkan

Vekili Emine Ülker Tarhan, Grup Başkanvekili Muharrem İnce ve milletvekili Kamer Genç

gibi “sıkı ulusalcı” isimlerin Başbakan Erdoğan başta olmak üzere AK Partililere karşı

yönelttikleri “cibilliyetsiz”, “cumhuriyet düşmanları”, “şerefsiz”, “alçak” ve “namussuz”

gibi hitap ve ulusalcı söylemler karşısın da AK Parti 40. danışma toplantısında Büyükşehir

Belediye Başkan’ı Zeki Toçoğlu Aksiyon Dergisinin Aralık sayısında CHP’nin tek parti

iktidarı döneminde “Kuran yapraklarının kese kağıtı” yapıldığına dair fotoğrafı salonda

dağıttı. Milletvekili Ayhan Sefer Üstün “bütün partiler kapatılsa CHP seçime girse

yüzde 30 oy alamaz”

derken Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’ta CHP tarihine

göndermeler yaptı.


CHP İl Başkan’ı Ecevit Keleş’de, AK Partililerin attığı “ortaya takılarak” Başbakan

Erdoğan ve AK Partilileri Damat Ferit Paşa ve Vahdettin’e benzeterek, CHP’nin katı ideolojik

politikalarına geri döndü. İl Başkan’ı Keleş bu açıklamasıyla AK Parti’nin söylemine karşıt

söylem geliştirip “takipçi” konumuna düştü. Öte yandan İl Başkanı’nı Keleş’in sürekli örnek

aldığını söylediği merhum Bülent Ecevit’in Zaman Gazetesi’ne yaptığı “Vahdettin’in vatan

haini olmadığını”

ve “ideolojik tarih algısından” artık vazgeçilmesi gerektiği yönündeki

açıklamaları da kendisine hatırlatmak isterim.


Sakarya’da CHP’nin “Herkes için CHP”, “CHP varsa herkes için var” söylemleri yerine

“Vahdettin hain”, “alçak”, “şerefsiz”, “namussuzlar”, “vatan hainleri”

gibi söylemlere

dönmesi CHP’ye kaybettirir. 34 yıl aradan sonra Özkoç’un milletvekili seçilmesinin yarattığı

heyecanı, Özkoç’un başarılı çalışmalarını ve çalışkanlığını da gölgeleyerek partinin oy oranını Sakarya’da “yüzde 10’lara” çeker. “Ulusalcı söylemler”, “katı ideolojik sesler” belki CHP

tabanının bir kısmını mutlu edebilir ama Milletvekili Özkoç’un CHP’yi Sakarya’da bir kitle

partisi haline getirmek için geliştirdiği siyaset yapma biçimi ve siyaset dilini akim bırakır.