Her mesleğin kendine göre zor yanları vardır. Yüzlerce çeşitli meslek gruplarının içinden birisi de gazeteciliktir.

Gazetecicilik zor mu zor, riskli mi riskli bir o kadar da gurur verici ve insanın severek yaptığı aynı radyoculuk gibi aşk ile yapılan bir meslektir bu kutsal meslek...

Yazımın başında da dediğim gibi her mesleğin kendine göre zorluğu vardır evet ama bir radyocu olarak kabul ediyorum ki gazetecilik daha zormuş...

Şimdi gelelim sözün özüne...

Bu şehirde gerçekten gazetecilik çok zor. Özellikle tanıdık muhitteysen, çok sosyal biriysen, heleki birden fazla iş yapıyorsan o zaman işin bir o kadar daha zor...

Bir tarafı güreş camiasında olan biri olarak, bazı eksiklikleri görürsün yazarsın çizersin senden kötüsü yok yazmazsan sen rahatsız olursun çünkü yapında yoktur haksızlığa karşı susmak.

Pehlivan kardeşlerim destek isterler yazarız kamuoyu oluştururuz çıkarıldıkları işe geri alınırlar her şey güzel ama biz kötü oluruz ya Cemil hocam yazmaya gerek varmıydı diye. Futbolla ilgili yazarsın sevdiğin dostlarınla kötü olursun, Belediye ile alakalı olumlu yazarsın yandaş olumsuz gördüğün eksiklikleri yazarsın muhalif olursun. Geçmiş yıllarda sosyal medyadan bir yazı paylaşmıştım. Güreş camiasından bir kardeşim abi şu yazını kaldır hayırdır niye dediğimde tamda çocuğu belediyeye sokma arefesinde bu olmaz yanlış anlaşılır çocuğa mani olmuş olursun dedi. Bende sırf biliyorum işi olmayacak ama yinede benden bilinmesin diye kaldırmıştım. Tahmin ettiğim gibi işi olmamıştı ve o iş seçimlerden sonra yani 1 sene önce oldu bunda da katkımız olmuştur bunu da kimse inkar edemez...

Birde şu önemli hususu da belirtmek istiyorum. Sen ne kadar dik duruşlu olursan ol arkanda bağlı bulunduğun kurumunda senin gibi dik durması çok önemli. Senin firman sağdan soldan avantadan reklam gibi haber yapıp maddi gelir sağlamıyorsa, sağdan taraftan okşayıp sol taraftan vurmuyorsa, ona buna yağcılık yapıp yaranmaya çalışmıyorsa, yani velhasıl çiğ yiyip karnın ağırmıyorsa diğer meslektaşlarına göre bir adım önde şanslısın demektir, önün açık demektir...

Şükürler olsun ki bu saydıklarımın hiçbirini ne ben ne bağlı bulunduğum kurumum yapmıyor, bu durumu da asla tasvip etmiyoruz.

Maalesef ilimizde her gazeteci bu kadar şanslı olmuyor. Hüseyin Cumalı mevzusu hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Adam açık açık, dobra dobra yazdı işinden aşından oldu. Adama ödül vereceklerine ne acıdır ki kapıyı gösterdiler. Yıllarca bu şehirde bir marka olan şehri için canını dişine takan, yazılarıyla binlerce kişinin takip ettiği aynı zamanda da bu Cemiyetin Başkanı olan Sezai Matur'un da başına gelenler Hüseyin Cumalı'nınkinden pek farklı değil. Yıllarca Hendek'te ambargo uygulanan ilçe gazetecileri Orhan Topçu ve Mehmet Kavis'i de unutmuyorum...

Bu şehirde herkese ve herşeye rağmen dik durup eğilmeyen kelemi de kendilerini gibi dik olan gazeteci büyüklerim Sezai Matur, Hüseyin Cumalı ve Orhan Topçu'ya selam olsun...

İyi ki varsınız. Bu şehrin size ihtiyacı var...
Saygılarımla;
CEMİL TEKİN