Tatillere ramak kala kurduğum olağan üstü tatil planlarımdandır, bilinmedik sahillerde yürümek.

Çok fazla film izliyoruz çok fazla kurgu var. Sanırım onun etkisi bu bendeki.

Ama siz söyleyin fena mı olurdu, kumsalda sadece sizin ayak iziniz olsa. Bağırsanız böyle uzaklara sesiniz yankılansa.

Bir hamakta uyayakalsanız mesela..

Tamam bilinmedik sahili bulamadık belki. Uzak bir ülkenin, çok uzak bir ülkenin sokaklarında kaybolsak. Kaybolduğumuzu unutsak.

Beceremediğimizi bile bile saçma fotoğraflar çeksek. Anı niyetine..

Ya da dağ başında bir evde uyansak. Balkonundan bakınca uzun bir boşluk olsa. Çayır çimen içinde çıt çıkmasa bizden başka.

Sütümüzü koysak kahvemize, nefis bir çikolata yanında açıp okusak kitabımızı.

Olmadı atlayalım arabaya 3-5 arakadaşla gezelim anadoluyu, gece motellerde sabahlayalım. Gezdiğimiz köylerde amcaların bahçelerinden kirazlar yiyelim.

Sonra teyzelerin elinden ekmekler yiyelim. Tozlu topraklı yollarda maç yapalım köy çocuklarıyla.

Kurduğum olağan üstü tatillere inat sade, sıradan bir tatil geçiyorum her seferinde.

Yine de her seferinde yumuşak bir güneş ışığı, deniz manzarası, hafif bir rüzgar üçlüsü olur tatilimde, ki tatilim tatil olsun diye.

"Keyif" kelimesinin benim lügatımda açıklamasıdır bu.

Gerçi şeytan diyor al fotoğraf makineni, birikmiş tüm paranı, atla vosvosuna git. Ama şeytan bilmiyor ki benim birikmiş param ve vosvosum yok.

Yine de ben bir şey rica ediyorum, lütfen gittiğiniz yerlerde çektiğiniz yüzlerce fotoğrafı internet ortamında paylaşmayın. Hem kıskanıyoruz hem de giden var gidemeyen var.

www.twitter.com/elifnuruyanik