DEĞİŞİKLİK YAPILMADAN AYNI İFADELER YAYIMLANIYOR
Sakarya Barosu, İstanbul, Kütahya, Gaziantep, Bursa, Manisa, Antalya, Adana, Amasya, Ordu, Giresun ve Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından yapılan ortak basın açıklamasında, gelen tepkiler üzerine Diyanet İşleri Başkanlığınca bu ifadelerin yalanlanmış olmasına rağmen Diyanet İşleri Başkanlığının resmi internet sitesi içeriğinde bulunan 'Dini Kavramlar Sözlüğünde' bu vahim ifadelerin hala değişiklik yapılmadan yayımlanıyor olduğunu belirtilerek yetkilileri uyardılar

AÇIKÇA SUÇ İŞLENİYOR
Türk Ceza Kanununa göre açıkça suç işlediğini ifade eden Barolar: 'Özellikle yasalarla görevli kişi ve kurumların çocuk istismarına yol açacak her türlü düşünce görüş ve bilgi paylaşımının önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu ve buna benzer değerlendirmeler TCK uyarınca açıkça ' suç işlemeye teşvik etmek ve suç işleme kararını kuvvetlendirmek' kapsamında değerlendirilmelidir. Bu nedenle sorumlu olan kişi veya kurum hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır.' dediler.

DEVLET, İSTİSMARA KARŞI DURUŞUNU GÖSTERMELİ
Devletin en temel sorumluluklarından biri olan, çocukları cinsel istismara karşı korumak olduğuna vurgu yapan Baro Çocuk Hakları Merkezleri, devletin çocukları korumakla kalmayıp aynı zamanda bunu ihlal edenler hakkında adli idari süreci işleterek istismara karşı duruşunu göstermesi gerektiğini ifade ettiler.

DERHAL KALDIRILSIN!
'Taraf olunan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca çocuğun her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için gerekli önlemleri almak zorunda olan yetkililer, kurumun internet sitesinde yer alan 'Diyanet Dini Terimler ' sözlüğü üzerinden yapılan bu açıklamaya yol açacak ifadelerin derhal kaldırılması için gereğini yapmalıdır.' şeklinde kaleme alınan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

'ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARINA YOL AÇACAK HİÇBİR GÖRÜŞ AÇIKLAMA SAVUNULAMAZ'
Devletin temel sorumluluklarından en önemlisi çocukların her türlü istismara karşı korunmasının önündeki engelleri ortadan kaldırmak ve ihlal edenler hakkında adli idari tüm süreci işleterek karşı duruşunu göstermektir. Bunun yanında halkın bilinçlenmesi kamuoyunun bu konuda gerçek ve doğru bilgiye ulaşabilmesi açısından özellikle yasalarla görevli kişi ve kurumların istismara yol açacak her türlü düşünce görüş ve bilgi paylaşımının önüne geçilmesi gerekmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde Dini Kavramlar Sözlüğünde yer alan 'İslam hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir' ifadelerinden yola çıkılarak, 'buluğ çağına ermiş kızların da evlenebilecekleri hatta kız çocuğunun velisi olmaksızın kendisinin nikahlanabileceği' şeklindeki açıklamalar, kamuoyu tarafından kaygı verici ve kabul edilemez niteliktedir.

Diyanet İşleri Başkanlığının cinsel istismara zemin hazırlayan bu açıklamalarından sonra kamuoyundan gelen tepkiler üzerine yazılı bir açıklamayla konu yalanlanmış fakat Dini Kavramlar Sözlüğünde yer alan ilgili kısımlara ilişkin değişiklik yapılmamıştır.

Bu açıklamalar Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere ülkemizin taraf olduğu sözleşmelere aykırıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin madde 19/1 gereğince ' bu sözleşmeye taraf devletler, çocuğun ana-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suiistimal, ihmal ya da ihmalkar muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için: yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar ' düzenlemesi devletlere çok açık bir yükümlülük getirmiştir.

Yine bu ve buna benzer değerlendirmeler TCK uyarınca açıkça ' suç işlemeye teşvik etmek ve suç işleme kararını kuvvetlendirmek' kapsamında değerlendirilmelidir. Bu nedenle sorumlu olan kişi veya kurum hakkında derhal soruşturma başlatılmalıdır.

Özellikle son dönemdeki Nüfus Hizmetleri Kanunundaki değişiklikler de dikkate alındığında yaşanan tartışmaların tamamı dini referansların toplumsal yaşamda hukuksal şekillenmeye yol açacak biçimde değerlendirildiği kaygısını artırmaktadır.

Bu nedenle taraf olunan BMÇHS uyarınca çocuğun her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için gerekli önlemleri almak zorunda olan yetkililer, kurumun internet sitesinde yer alan 'Diyanet Dini Terimler ' sözlüğü üzerinden yapılan bu açıklamaya yol açacak ifadelerin derhal kaldırılması için gereğini yapmalıdır