SAÜ İlahiyat Fakültesi ve Arapça Dil Grubu Öğrenci Topluluğu işbirliğiyle Geleneksel Çarşamba Konferansları kapsamında gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını yapan SAÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı, fakülte öğrencilerinin farklı illerden ve coğrafyalardan alanında uzman kişileri adamları dinleme fırsatını bulmalarına imkan sağlaması bakımından bu tür etkinliklerin büyük önem arz ettiğini ifade etti. Konferansta üzerinde durulacak konunun önemine değinen Prof. Bostancı, kendisinin de büyük bir merak ve ilgiyle konferansı takip edeceğini kaydetti.

Konuşmasında Kur'an-ı Kerim'lerin basımının kültür, sanat, eğitim-öğretim, ekonomik ve din gibi birçok alanla ilişkisi bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Necmettin Gökkır, bu konferansta konunun siyasî ve politik yönü üzerinde duracağını ve Kuran-ı Kerimlerin basımında siyasî arka plan incelemesi yapacağını belirtti. Özellikle matbaanın dini eserlerin basımında kullanılmasıyla birlikte Kur'an-ı Kerim basımının din devlet ilişkilerinin etkisi altına girdiğini ve bunun Müslüman toplumları yönetmede etkin bir rol oynadığını vurgulayan Prof. Gökkır, şunları kaydetti:

'Rusya Kırım savaşı sonrası Kırım'ı Osmanlı'dan alınca artık Müslüman tebaası bulunan Rusya, II. Catherina'nın devlet başkanlığında 1787 yılında Kur'an-ı Kerim'i bastırıp Kırım halkına dağıtmıştır. Kur'an-ı Kerim'i basmanın halifenin ve dinî liderliğin sembolik anlamını ifade ettiğini düşünen II. Catherina, böylece Kırım'daki Müslümanların halifesi ve dinî liderinin Osmanlı Padişahı değil kendisi olduğu mesajını vermiştir. Farklı sebepleri olmakla birlikte ağırlıklı olarak matbaa basım tekniklerinin Kur'an alfabesinin basımı için uygun olmadığı düşünen Osmanlı, ilk başlarda Kur'an-ı Kerim'lerin matbaada basımına izin vermediği gibi Kur'an-ı Kerim basımının ihtiva ettiği siyasî anlamdan dolayı da İran ve Avrupa ülkelerinin bastırdıkları Mushafları da yasaklamıştır. Daha sonra basım tekniklerinin gelişmesi ve Mushaf basmanın sömürgeci ülkelere karşı siyasî önemini iyice fark eden Osmanlı, Kur'an-ı Kerim'in matbaada basılmasını 1874 yılında serbest bırakmıştır. Kur'an basmanın halifelik makamının sembolü olduğunun farkında olan II. Abdülhamit Hafız Osman hattıyla bastırdığı ve Bahriye Mushafı olarak isimlendirilen Kur'an-ı Kerim'leri Endonezya'dan Kuzey Afrika'ya kadar tüm İslam coğrafyasındaki Müslümanlara göndermiştir. Dahası II. Abdülhamit, Osmanlı'nın Kur'an-ı Kerim'leri basmasından sonra Rusya gibi ülkelerin Kur'an-ı Kerim'in basımı için izin taleplerini bu yetkinin sadece Halifelik makamında olduğunu gerekçe göstererek reddetmiştir. Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından sonra, önce 1924'te Mısır, daha sonra ise 1987'de ise Suudî Arabistan, daha önce Osmanlı tarafından basılan Mushafların Resm-i Osmanî'den farklı olduğunu iddia ederek, kendi Mushaflarını basmışlardır. Günümüzde tüm İslam ülkelerinde Suud basımı olan Kur'an-ı Kerim'ler bulunmaktadır.'

Konferans boyunca Prof. Gökkır, Kur'an-ı Kerim basımının Osmanlı'nın Batı devletleri ile diplomatik ilişkilerinde nasıl bir yer ettiğini dönemin gazete haberleri ve Osmanlı belgeleri ışında ortaya koyup, Kur'an-ı Kerim'lerin basılmasındaki siyasi anlamın günümüzde hangi boyuta ulaştığını değerlendirdi.

Konuşmasının akabinde SAÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı tarafından Prof. Dr. Necmettin Gökkır'a hediye takdim edildi.